Evliyayı kiramdan Seyyid Abdullah-ı Åžemdini “rahmetullahi aleyh” hazretleri, bir gün sevdiklerine;
- KardeÅŸlerim, bir namazını vaktinde bile bile kılmayan, yani namaz vakti geçerken, namaz kılmadığı için üzülmeyen, dinden çıkar veya ölürken imansız gider, buyurdu.
Dinleyenler korktu:
- İmansız mı gider efendim?
- Evet. Bir vakit namazı geçirenin hali böyle olursa, ya namazı, hatırına bile getirmeyenler, namazı vazife tanımayanlar ne olur? Namaza önem vermeyenin, onu vazife tanımayanların dinden çıkacağını, dört mezhebin bütün âlimleri sözbirliÄŸi ile bildirmiÅŸlerdir.
Åžöyle bitirdi:
- Namazı bile bile kılmayıp, kaza etmeyi düÅŸünmeyen ve bunun için azab çekeceÄŸinden korkmayan kimsenin de imanının gideceÄŸini, âlimlerimiz bildirmektedir.
Önce doÄŸru iman
Bir gün bazı gençler nasihat istediler bu zattan.
Cevabında;
- Herkes, önce Ehl-i sünnete göre iman etmelidir, buyurdu. Allahü teâlâ, insanların dünyada rahat ve huzur içinde yaÅŸamalarını, ahirette de sonsuz saadete kavuÅŸmalarını istiyor. Bunun için saadete sebep olan faydalı ÅŸeyleri yapmayı, felakete sebep olan zararlı ÅŸeylerden de sakınmayı emretti.
Sordular:
- Faydalı iÅŸlerin en mühimi nedir efendim?
- Allahü teâlânın birinci emri, iman etmektir. İman etmek, bütün insanlara lazımdır. Herkes için iman zaruridir.
Ve imanı tarif etti:
- İman demek; Muhammed aleyhisselamın, Allah’ın peygamberi olduÄŸunu ve Onun tarafından seçilmiÅŸ, haber verici (Nebi) olduÄŸunu doÄŸru bilmek ve inanarak söylemek ve Onun, Allahü teâlâ tarafından kısaca bildirdiklerine kısaca, geniÅŸ bildirdiklerine ise etraflıca inanmak ve gücü yettikçe (Kelime-i ÅŸehadet)i dil ile de söylemektir.
|