Evliyanın büyüklerinden Seyyid Muhammed Salih “kuddise sirruh” hazretleri, bir sohbetinde; 
- Kardeşlerim, Allahü teâlânın kanunları, su gibidir, aspirin gibidir, buyurdu. Aspirini içen, Müslümanmış kâfirmiş fark eder mi? Başı ağrıyan aspirini içer, şifa bulur. 
 
Ve ekledi: 
- Dinimizin emirleri de böyledir işte. İslamiyet’in kanunlarını tatbik eden, kim olursa olsun, rahat eder. 
 
Ve misal verdi: 
- Mesela kumarı, içkiyi bırakan, rahat eder. Dedi kodu ve gıybet yapmayan rahat eder. Eğer inanmıyorsa, sadece dünyada rahat eder. Ahirette yanar. 
 
Sordular: 
- İnanarak yaparsa efendim? 
- İnanarak yaparsa, hem dünyada rahat eder, hem de ahirette. 
 
Şöyle özetledi: 
- İslamiyet’in bütün emir ve yasaklarında büyük fayda ve iyilikler vardır. 
 
Rahat etmek istiyorsanız 
 
Bir gün de sevdiklerine; 
- Kardeşlerim, insanın dünyada ve ahirette nasıl rahat edebileceğini Allah celle celalüh kullarına bildirmiştir, buyurdu. İnsana huzur verecek şeyleri emretmiş, huzursuz edecek işleri ise yasak etmiştir. 
 
Ve daha açıkladı: 
- Allahü teâlâ insana bir nefs vermiştir ki, gıdası haram ve günahlardır. Onu helal şeylerle beslemek mümkün değildir. Bütün gıdası haramdır çünkü. 
 
Ve sordu onlara: 
- Nefsini haramlarla besleyen, onu azdıran, kudurtan kimse rahat edebilir mi? 
- Edemez tabii efendim. 
 
- Sonra bir şeytan var ki, o da hep kötülük yaptırmak ister insana. Ona uyan kimse de huzurlu olabilir mi? 
- Olamaz elbette efendim. 
 
- Öyleyse çare belli. İş bize kalıyor.
   |