Büyük Veli Seyyid Sıbgatullah-i Hizani “kuddise sirruh” hazretleri, bir sohbetinde;
- Bizim dinimizin iki esası vardır, buyurdu. Biri öÄŸrenmek, diÄŸeri öÄŸretmek. Dinimizin en büyük düÅŸmanı cehalettir.
Ve devam etti:
- Onun için nerede ilim varsa, din oradadır. Nerede din varsa, ilim oradadır. İlimsiz din olmaz.
Ve ilave etti:
- İlim öÄŸrenmek, çok büyük ibadet ve çok büyük sevaptır. İmam-ı a’zam Ebu Hanife hazretleri; (Bir mümin, gece yatmadan evvel biraz kitap okusa, İslamiyet’ten bir ÅŸeyler öÄŸrense, ona sabaha kadar ibadet sevabı verilir) buyuruyor.
Müminin iki hususiyeti
Bir gün de sohbetinde;
- Mümine lazım ve lâyık olan, hastalığında sabretmek, saÄŸlığında ÅŸükretmektir, buyurdu. Yani müminin iki vasfı vardır. Sabır ve ÅŸükür.
Ve ekledi:
- Başına bir sıkıntı geldiÄŸi zaman, “Neden benim başıma geldi?” derse, kaybeder.
Sordular:
- Ne demeliyiz efendim?
- (Bu, Rabbimin bana ihsanıdır, hediyesidir) demeliyiz. Böyle dersek, büyük sevaba kavuÅŸuruz.
Ayrıca;
- SaÄŸlığa kavuÅŸtuÄŸu zaman da azıp kudurmamalıdır. Çünkü nice saÄŸlam insanlar vardır ki, hastalardan daha çabuk ölüp giderler.
Dünya malı kötü müdür?
Bir gün de;
- Dünya malı iyi midir, kötü müdür efendim? diye sordular.
Cevaben;
- Mal, iyi de deÄŸildir, kötü de deÄŸildir, buyurdu.
- Anlamadık efendim, dediler.
- Yani iyilik veya kötülük, onu kullanandadır. Mal, Allahü teâlânın razı olduÄŸu yerlerde kullanılırsa iyi, günah iÅŸlerde kullanılırsa kötüdür.
|