İslam âlimlerinin en büyüklerinden Seyyid Abdülhakim-i Arvasi “kuddise sirruh” hazretleri, bir sohbetinde;
- Başarının sırrı, kendini aradan çekmektir, buyurdu. Bir iş yaparken; "Yâ Rabbi, ben acizim, elimden bir şey gelmiyor, sen bana yardım et", diye dua edilirse, Allahü teâlâ o kulu muvaffak eder.
Şöyle devam etti:
- Peygamberimiz “aleyhisselam”; (Benim ümmetim yetmişüç fırkaya ayrılacak, yetmişikisi, itikatlarının bozuk olması yüzünden Cehenneme gidecek, bir tanesi kurtulacaktır) buyurdu.
Sordular:
- Kurtulan fırka hangisidir efendim?
- Ehl-i Sünnet vel cemaat itikadında olan fırkadır.
- Ehl-i Sünnet ne demek efendim?
- Ehl-i sünnet demek, Peygamber efendimize “aleyhisselam” tâbi olanlar demektir. Vel cemaat demek ise, Peygamber efendimizin “aleyhisselam” cemaati yani sahabe-i kiram demektir.
Evliya, Allah’ın dostudur
Bir gün de sohbetinde;
- Kardeşlerim, bu bozuk zamanda, bu zulmetin içinde, günde beş defa abdest alarak camiye giden müminler, Evliyadır, buyurdu.
Sordular:
- Evliya ne demek efendim?
- Evliya, dost demektir. Allah’ın dostu yani.
Ve sordu onlara:
- Siz hiç bilmediğiniz, tanımadığınız bir eve gidebilir misiniz?
- Gidemeyiz tabii efendim.
- İşte camiler, mescidler de Allahü teâlânın evleridir. Bu evlere, ancak Allah’ın dostları gider.
Ve ilave etti:
- Allahü teâlâ mealen; (Yerlere göklere sığmam. Ancak mümin kulumun kalbine sığarım) buyuruyor. Kalb kırmak en kötü şeydir, Kâbe’yi yıkmaktan da kötüdür.
Şöyle bitirdi:
- Öyleyse hiç kimsenin kalbini kırmayın, hor ve hakir görmeyin kimseyi.
|