Evliyayı kiramdan Seyyid Nur Muhammed “kuddise sirruh” hazretleri, bir sohbetinde;
- KardeÅŸlerim, can-ü gönülden çalışmamız, Allahü teâlânın düÅŸmanı olan nefse ÅŸiddetle karşı koyup, onu ezmemiz lazımdır, buyurdu.
Ve devam etti:
- Her an kendimizi mezarda bilip, ona göre hazırlanmalıyız. Bizden evvel gidenler, hep bize bakıyor, onlara ne zaman ve ne halde kavuÅŸacağımızı merak ediyorlar.
Bir nefes aldı.
- Aman kardeÅŸlerim! Aklımızı başımıza toplayıp da, oraya sermayesiz gitmeyelim! Hazret-i Ebu Bekir “radıyallahü anh”; (İnsanın vücudu, ya kuÅŸ kafesine benzer ki, açılınca kuÅŸ uçup kurtulur. Veya hayvan ahırına benzer ki, açılınca hayvan yük çekmeye, zahmete sokulur) buyuruyor.
Ve devam etti:
- Åžimdi düÅŸünelim! Biz bunlardan hangisiyiz? KuÅŸ kafesi isek; (Rabbine kavuÅŸ!) sesini iÅŸitince uçup yükseliriz.
Sordular:
- Ya ahıra benziyorsak efendim?
- Allah korusun, eÄŸer ahıra benziyorsak, yani Allahü teâlânın; (BaÅŸlarına gelecekleri düÅŸünmediklerinden, hayvanlara benzerler. Hatta daha aÅŸağıdırlar!) buyurduÄŸu kimselerden isek, mâzallah Cehenneme gideriz.
Halis Müslüman olalım
Bir gün de sohbetinde;
- KardeÅŸlerim, halis Müslüman günahtan korkar, buyurdu. Nitekim büyüklerimiz; (Haram ateÅŸtir) buyuruyorlar.
Ve şunu anlattı:
Hasen-i Basri hazretleri, bir gün eline bir bardak soÄŸuk ÅŸerbet almıştı. Birdenbire bayılarak bardak elinden düÅŸtü.
Kendisine gelince;
- Niçin bayılıp düÅŸtün efendim? dediler.
Cevabında;
- Cehennemde yananların, Cennetteki arkadaÅŸlarına seslenerek: (İçtiÄŸiniz Cennet sularından bize de biraz veriniz!) dedikleri hatırıma geldi, buyurdu.
Ve ekledi:
- Korkudan aklım gitti başımdan, bayılmışım.
|