Evliyayı kiramdan DerviÅŸ Muhammed “kuddise sirruh” hazretleri, bir sohbetinde;
- Müminlere mükafat ve nimet için hazırlanmış olan Cennet ve kâfirlere azab için hazırlanmış olan Cehennem ÅŸimdi vardır, buyurdu. Her ikisini de, Allahü teâlâ, yoktan var etmiÅŸtir.
Ve devam etti:
- Kıyamette her ÅŸey yok edilip, tekrar yaratıldıktan sonra ebedi olarak varlıkta kalacaklar, hiç yok olmayacaklardır. Sual ve hesaptan sonra, müminler Cennete girince, burada sonsuz kalacaklar, Cennetten hiç çıkmayacaklardır.
Åžöyle devam etti:
- Ama kâfirler, Cehenneme girecek ve orada sonsuz kalacak, ebedi olarak azab çekeceklerdir. Bunların azablarının azaltılması caiz deÄŸildir.
Sordular:
- Yani azaltılmaz mı efendim?
- Hayır. Âyet-i kerimede mealen; (Onların azabları hafifletilmeyecek, onlara hiç yardım olunmayacaktır) buyuruldu.
- Ya günahkâr müminler efendim?
- Kalbinde zerre kadar imanı bulunanlar, günahlarının çokluÄŸu sebebi ile Cehenneme girseler de, günahları kadar azab çekip, sonunda, Cehennemden çıkarılırlar.
Ve ekledi:
- Onların yüzünü siyah yapmaz, zincire baÄŸlamaz ve boyunlarına tasma takmazlar. Böylece kalblerindeki zerre imanın hürmeti belli olur.
- Ya kâfirler efendim?
- Onların yüzleri siyah yapılır. Ayrıca onları, kelepçe ve zincirlere baÄŸlarlar.
Yolumuz, muhabbet yoludur
Bir gün de cemaatine;
- KardeÅŸlerim, buyurdu. İnsanlar arasına karışıp, onlara İslam’ın güzel ahlakını anlatmak, bir köÅŸeye çekilip ibadet yapmaktan daha kıymetlidir.
Ve ekledi:
- Yolumuz, birlik, beraberlik ve muhabbet yoludur. Birbirinizi seviniz, tefrikadan sakınınız.
Ve sordu onlara:
- En büyük keramet nedir, bilir misiniz?
- Bilmiyoruz efendim, dediler.
Buyurdu ki:
- En büyük keramet, doÄŸru yolda yürümekte sebat etmektir.
|