En büyük âlim ve evliyalardan Kâdî Muhammed Zâhid “kuddise sirruh” hazretlerine, bir gün bazı sevdikleri;
- Efendim, Muhammed aleyhisselamın ümmeti yetmiÅŸüç fırkaya ayrılacakmış, öyle mi? diye sordular.
Cevabında;
- Evet, hadis-i ÅŸerifte bu ümmetin yetmiÅŸüç fırkaya ayrılacağı, bunlardan yetmiÅŸiki fırkanın Cehenneme gidecekleri bildirilmiÅŸtir, buyurdu.
Sordular:
- Yetmişiki fırka, Cehennemde sonsuz mu kalacak efendim?
- Hayır, Cehennem ateÅŸinde sonsuz azabta kalmak, imanı olmayanlar, yani kâfirler içindir.
Ve ilave etti:
- YetmiÅŸiki fırka, itikatları bozuk olduÄŸu için Cehenneme girecek ve itikatlarının bozukluÄŸu kadar yanacaklardır.
- YetmiÅŸüçüncü fırka hangisi efendim?
- YetmiÅŸüçüncüsü, Ehl-i sünnet vel cemaat fırkasıdır ki, bunlar, İtikatları bozuk olmadığı için, Cehennem ateÅŸinden kurtulacak, doÄŸrudan Cennete girecek, orada sonsuz kalacaklardır.
Birinci vazifemiz
Bir gün de nasihat istediler bu mübarek zattan.
Cevap olarak;
- Nasihat vermek, dinimizin birinci vazifesidir ve Peygamberlerin en üstününe uymaktır, buyurdu.
Sordular:
- Ona uymak nasıl olur efendim?
- Ona uymak için Onun sünnetlerini, yani bütün emir ve yasaklarını yerine getirmek ve Onun beÄŸenmediÄŸi bid’atlerden sakınmak lazımdır.
Ve daha açıkladı:
- Çünkü, hiçbir bid’atte nur yoktur, ışık yoktur. Hiçbir hastaya ÅŸifa yoktur. Hiçbir hastaya ilaç olamazlar.
- Neden efendim?
- Çünkü, her bid’at, ya bir sünneti yok eder, yahut sünnetle ilgisi olmaz. Fakat, sünnetle ilgisi olmayan bid’atler de, sünnetten aşırı, artık oldukları için, sünneti yok etmiÅŸ sayılırlar.
|