Ana Sayfa >  1001 Güzel Menkîbe > Kitap okumak, sohbetin yarısıdır > Eski ayakkabı
Yazıcı   Yazı boyutunu     

Eski ayakkabı

Hindistan’ın köyünden çok fakir bir Müslüman, Hace Nizameddin hazretlerinin “rahmetullahi aleyh” cömertliğini duyup huzuruna geldi bir gün.
Ve arzetti halini.

Ancak bu büyük Veli’nin, o an için bir çift eski ayakkabıdan başka yoktu bir dünyalığı,

Zira eline ne geçse başkasına verirdi hemen.
O eski ayakkabıyı verdi o fakire.

Ancak az buldu fakir bu ihsanı.
Zira daha çok şeyler bekliyordu Ondan.

Kendi kendine;
“Böyle cömert, böyle yüce bir kimseden, bu da çok az” diyordu.

Meyus olarak geri döndü. Ve konakları bir handa.
O gece Emir Hüsrev hazretleri de ticaretten dönerken aynı hana indi tesadüfen.

Mücevherat işiyle uğraşırdı.
Çok zengindi yani.

Gece yatıp da sabah uyandığında;
“Allah Allah! Bu handa hocamın kokusunu duyuyorum” dedi kendi kendine.

Ne olabilirdi ki?
Hanın odalarını tek tek dolaşıp, o kokunun hangi odadan geldiğini tesbit etti.
O fakirin odasından geliyordu hocasının kokusu.

Nereden geliyorsunuz?

Kapıyı tıklatıp girdi içeri.
- Selamün aleyküm.
- Aleyküm selam.

- Nereden geliyorsunuz?
- Nizameddin Evliya hazretlerine uğradım. Fakat bir çift eski pabuçtan başka bir şey alamadım maalesef.

Hocasının aşkıyla yanan Hüsrev Dehlevi hazretleri;
- Bu pabucun değeri çok yüksektir, dedi.

- Nasıl yüksek?
- Sen onu bana ver. Karşılığında bütün mallarımı, altın ve mücevherlerimi, velhasıl dünyalık neyim varsa hepsini sana vereyim.

- Şaka yapıyorsunuz herhalde.
- Hayır, çok ciddiyim.

- Ama nasıl olur? Bir çift eski pabuç, hiç bu kadar kıymetli olur mu?
- Âh! ah. Sen bunu bilseydin, bu pabuçları almak için bundan daha fazlasını verirdin.
 
Geridön
 
 
Klavye
 
Ana sayfam yap Sık kullanılanlara ekle
Güncelleme Tarihi
20.04.2024
Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır. Orjinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya
gerek kalmadan, herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.

Hosted by İhlas Net
Ziyaretçi Sayısı