Abdullah-ı Dehlevi hazretleri “rahmetullahi aleyh”, şanı büyük bir Veli’dir.
Kerametleri meşhurdur halk arasında.
Bir gün, huzuruna birisi gelerek;
- Efendim, oğlum çoktandır kayıp, dedi. Bir dua etseniz de, Rabbimiz tekrar ihsan etse onu bize.
Cevaben;
- Oğlunuz şu anda evdedir, buyurdu.
Adam şaşırdı:
- Nasıl olur efendim. Şimdi evden geliyorum.
Büyük Veli tekrar;
- Sen eve git, buyurdu. Allahü teâlâ onu size ihsan etti tekrar.
Adamcağız;
- Peki efendim, deyip, eve koştu hemen.
Gördü ki, oğlu gelmiş, evde oturuyor.
En büyük nimet
Bu zat bir sohbetinde;
- Kardeşlerdim, Allahü teâlânın, biz kullara pek çok nimetleri var. Bunların içinde en kıymetlisi sizce hangisidir? diye sordu.
- Bilmiyoruz efendim, dediler.
Buyurdu ki:
- Bu nimetlerin en kıymetlisi, bir Allah dostunu, bir Evliya zatı tanıtması ve Onu sevdirmesidir. Yani Allah bir kulunu seviyorsa, ona, sevdiği bir kulunu, mesela bir Evliyayı tanımak nasib eder.
Ve ekledi:
- Bir yerin, bir memleketin tadı Veliler “rahmetullahi aleyhim” ile gelir. Eğer bir memlekette Veli varsa, tadı vardır o yerin.
Bir mümini görünce
Bir gün, genç bir talebesi;
- Hocam, duanın kabul olacağı vakitler hangileridir? diye sordu.
Cevaben;
- Kâbe-i şerif ilk görülünce ve bir mümini görünce yapılan dualar kabul olur, buyurdu. Onun için müminle karşılaşınca selam verilir.
- Neden selam veriliyor efendim?
- Çünkü Selamün aleyküm en büyük duadır evladım. Mânâsı, Allahü teâlâ sana dünyada ve ahirette selamet ve iyilik versin demektir.
|