Mevdud-i Çeşti hazretlerinin “rahmetullahi aleyh” babası vefat edince, Onun talebelerini kendi irşad eyledi.
Yirmidört yaşındaydı o zaman.
O devirde yaşıyan büyük Velilerden “rahmetullahi aleyhim” biri de Ahmed Namıki Cami hazretleriydi.
Cam kasabasında ikamet ediyordu.
Mevdud-i Çeşti’nin babasının vefatını işitince, ona yardım etmek istedi.
Ve kendi kendine;
“Hace Mevdud, asil bir ailedendir. Babası vefat etti, kendiyse henüz gençtir.
Onun yetişmesini gidip tamamlayayım da kemale gelmesinde benim de payım olsun” diye düşündü.
Ve talebesinden büyük bir toplulukla Cam’dan, Çeşt diyarına doğru yola çıktı.
Ama samimi değil
Onlar yolda gelirken, bazı münafıklar, hemen Hace Mevdud’un evine koşup;
- Efendim, Ahmed-i Namıki diye biri, büyük bir toplulukla size geliyor, dediler. Ama samimi değil.
- Nasıl samimi değil?
- Babanızın yerine geçmek için geliyor efendim.
Hace Mevdud, biraz murakabe eyledi.
Sonra başını kaldırıp;
- Yanılıyorsunuz, buyurdu. O, muhabbet ve ihlasla bize gelmektedir.
Rezil olup geri gittiler.
Hürmetle karşıladı
Sonra, haber verdiler geldiğini.
Yanına dört bin talebesini alıp, karşılamaya çıktı.
Hem de birkaç saat yürüyerek.
Ve şehir dışında.
Derken Namık-ı Cami hazretlerini fark etti uzaktan.
Hürmetle koşup karşıladı kendisini.
Uzun uzun sohbet ettiler.
Ahmed Namıki Cami hazretleri, bu sohbette zahiri ilimlere teşvik etti Onu.
Hace Mevdud, geri dönerken yolda bir a’ma görüp, yanına vardı.
Ve elini, şifa için sürdü gözlerine.
Bi-iznillah açıldı gözleri adamcağızın.
Eskisi gibi gördü yine.
|