Hak teâlâ Muhammed Baki Billah hazretlerini “rahmetullahi aleyh” öyle yaratmıştı ki, Onu gören, Allah’ı hatırlardı muhakkak.
Nitekim hadis-i şerifte mealen; (Onlar görüldüğünde, Allah hatırlanır) buyuruldu ki, bu zatı görenler de bu hadis-i şerifleri hatırlardı hemen.
Bir gün Hinduların köyünden geçiyordu ki, Hindulardan Onu kim gördüyse Allah’ı hatırladılar o anda.
Birbirlerine dönüp;
- Bize ne oldu? dediler. Bu giden zat nasıl bir kimsedir ki, onu görünce Allah’ı hatırladık hemen.
Halbuki şöhretten kaçar, buna sebep olacak bir şey yapmazdı.
Şöyle ki, bazen çarşı pazar yerinde dolaşır, bazen otururdu bir duvarın dibinde.
Kendisini o kadar gizlemesine rağmen, insanlar yine çok çekinirdi kendisinden.
Sen dünyada yolcusun
Bir genç nasihat istemişti bu Veli’den.
Delikanlıya;
- Sen bu dünyada yolcusun, buyurdu. Bu, sonsuz bir yolculuktur ki, ya Cennette sona erer, ya da Cehennemde. Şimdiden yol azığını hazırlamaya bak.
Genç anlayamadı.
- Ne azığı efendim?
- Evladım sen bir yolculuğa çıkarken yanına azık almaz mısın?
- Alırım elbette efendim.
- İşte bu sonsuz yolculukta da insana azık lazım. O da iyi ameldir.
Bir derdin mi var?
Bir gün de bir dostunun üzüntülü olduğunu anlayıp;
- Üzgünsün, bir derdin mi var? diye sordu.
O kimse;
- Çok günah işledim, dedi. Ahirette hâlim ne olacak?
- Merak etme, buyurdu. Bu gemi sahile çıkarsa içindekilerin hepsi kurtulur. Sen bindiğin gemiden düşmemeye bak.
- Biz hangi gemideyiz ki hocam?
- İmam-ı azam hazretlerinin gemisindeyiz. Buna Ehl-i sünnet gemisi de denir. Bu gemi, yarın selametle sahile çıkınca, içinde kim varsa çıkaracaktır. Bizim gibi günahkârları da.
|