Süfyan-ı Sevri hazretleri “rahmetullahi aleyh”, bir arkadaşıyla Mekke'ye gidiyor, yol boyunca göz yaşıyla aÄŸlıyordu devamlı.
Beytullah'a varınca bir genci gördüler ki, sararmış, solmuÅŸtu.
Onlar bakarken, genç adam aÅŸk-ı ilahi ile Allah diye bağırdı ve yere düÅŸtü birden.
Hemen yanına koştularsa da, yetişemediler.
Vefat etmiÅŸti.
MeÄŸer Allah korkusu o kadar çokmuÅŸ ki gençte, etrafa yanık ciÄŸer kokusu yayıldı hemen.
Bu hâl, çok tesir etti Süfyan-ı Servi hazretlerine.
Cesedinin başında;
-Ey Allah korkusundan vefat eden kul! Bugüne kadar on defa hac yaptım. Bunların sevabını sana verdim. Sen de, ÅŸu halinin sevabını bana ver! diye seslendi.
Dinin iki temeli
Bu zat, bir gün cemaatine;
- İslamiyet, iki temel üzerine kurulmuÅŸtur! buyurdu.
- Onlar nedir efendim? dediler.
Buyurdu ki:
- Birincisi öÄŸrenmek, ikincisi öÄŸretmektir. İslamiyet’i bilmemekse felakettir.
Şaşırdılar:
- Felaket mi efendim, neden?
- Çünkü cahillik özür deÄŸildir. Ahirette; ÖÄŸrenemedim, bilmiyordum gibi sözler geçersiz olacaktır.
Ve ilave etti:
- Bilmeden günah iÅŸleyen, iki kat günaha girer.
Ve izah etti bunu:
- Birincisi o fiili iÅŸlemesi, ikincisi ise, o fiilin günah olduÄŸunu öÄŸrenmemesidir.
Åžöyle bitirdi:
- Lüzumu kadar din bilgileri öÄŸrenmek her Müslümana farzdır ve imkân dahilindedir.
|