Cüneyd-i BaÄŸdadi hazretlerini “rahmetullahi aleyh” sevenlerden biri, alış veriÅŸ için çarşıya giderken yolda güzel bir kadın görüp, baktıysa da, sonra toparlanıp tövbe etti hemen.
Eve gelip de aynaya baktığında, simsiyah gördü yüzünü.
DüÅŸününce anladı sebebini.
Harama bakmıştı az önce.
Ne yapsam diye düÅŸünürken Cüneyd-i BaÄŸdadi hazretlerini “rahmetullahi aleyh” hatırladı.
Kendi kendine;
“O, Allahü teâlânın sevgili kuludur. Ona gidip yalvarayım. Benim için istiÄŸfar etsin” diye düÅŸündü.
Yüzü nurlanmıştı
Ancak kendisi Ruhbe’de, o büyük Veli ise BaÄŸdat’ta ikamet ediyordu.
Aralarında hayli mesafe vardı.
- Olsun, dedi ve düÅŸtü yollara.
Günlerce yol gidip BaÄŸdat’a vardı nihayet.
Evini öÄŸrenip çaldı kapısını.
Büyük Veli kapı arkasından ismiyle hitab edip;
- HoÅŸ geldin ey filan! Sen, Ruhbe'de harama bak, biz, BaÄŸdat'ta tövbe istiÄŸfar edelim, öyle mi? buyurdu.
Ve açtı kapıyı.
Oturup sohbet ettiler.
Çıkınca aynaya baktı hemen.
Yüzü beyaz olmuÅŸ, nurlanmıştı üstelik.
Zira feyz almıştı bu büyük Veli’den.
Sertlikle olmaz
Bir gün de, mahalleden bir gence;
- Evladım, insanların kaybettiÄŸini bulmaya çalış, buyurdu.
Genç merak etti:
- O nedir ki hocam?
- Sevgi ve muhabbettir. Zira sertlikle bir yere varılamaz. Sert insan, yalnız adamdır. Yalnız kalmaya mahkumdur.
Ve ekledi:
- Åžahsen ben sert olamıyorum. Yaratılışım öyle. Kusur görme özelliÄŸim yok. Kimsenin kusurunu göremiyorum. Onun için karlı havayı çok seviyorum.
Genç merak etti:
- Neden efendim?
- Çünkü kar, bütün kötülükleri, pislikleri örtüyor. Çirkinlikleri göstermiyor. Onun için seviyorum.
|