Seyyid Ebül Vefa hazretleri “rahmetullahi aleyh”, bütün talebesiyle birlikte BaÄŸdat’tan çıkıp, yurduna dönmeye karar vermiÅŸti.
Hazırlıklarını yapıp gemiye bindiler.
Sultan da uÄŸurlamak için rıhtıma gidecekti. Ancak gitmeden önce katibini yanına çağırıp;
- Falan falan köylerin gelirlerini Ebül Vefa hazretlerine kaydet, diye emretti.
Ve bu hususta bir ferman yazdırıp bir memuruna verdi ve;
- Bundan Ebül Vefa hazretlerinin haberi olmasın, dedi.
Memur, fermanı alıp koydu cebine.
Sonra rıhtıma gidip, Ebül Vefa hazretlerine iyi yolculuklar temennisinde bulundular.
Cebindekini çıkar!
Yolcular birer ikiÅŸer bindiler gemiye.
Ebül Vefa hazretleri de bindi.
Ancak gemi hareket etmiyordu bir türlü.
Ebül Vefa hazretleri, niçin gitmediÄŸini anlayıp;
- Cebindekini çıkar! buyurdu o memura.
- Peki deyip, çıkardı fermanı cebinden.
Ve hürmetle takdim etti büyük zata.
O alıp okuyunca, yırttı ve suya attı hemen.
O anda, gemi başladı harekete.
ÇocuÄŸumuz olmuyor
Bir gün, bu zatın bir komÅŸusu gelip;
- Efendim, on yıllık evliyiz. Fakat çocuÄŸumuz olmuyor. Bize ne tavsiye edersiniz? diye sordu.
- Tövbe edin, buyurdu cevabında.
Adam şaşırdı:
- Niye tövbe edelim ki hocam?
- Siz çocuk istemiyor musunuz?
- Evet, hem de çok.
- Öyleyse tövbe edin, diyorum.
- Hiçbir ÅŸey anlamadım efendim.
- KardeÅŸim, tövbe istiÄŸfar, öyle bir anahtardır ki, her kapıyı açar. Kur’an-ı keriminde Cenâb-ı Hak mealen; “İstiÄŸfar ederseniz, imdadınıza yetiÅŸirim” buyuruyor. Bu, çaresiz Müslümanlara, sıkıntılı, dertli, herhangi bir isteÄŸi olan Müslümanlara müjdedir. “Yardım ederim” buyurmuyor, çünkü yardımda zaman belli deÄŸil, hemen de edebilir, bir sene sonra da edebilir, on sene sonra da edebilir. Burada, “İmdadınıza yetiÅŸirim” buyuruyor, yani anında yardım eder.
|