Makaleler
( 54 )
( 365 )
( 366 )
( 364 )
( 366 )
( 365 )
( 365 )
( 365 )
( 90 )
( 2 )
 
 2010 - MAKALELER


Arkadaşına gönder
 
Print almak için

Yazı boyutunu büyütmek için     


 

Kan vardı tabağında
14.06.2010

Habîb-i Acemi "rahime-hullahü teâlâ", gençliğinde çok zengin olup, parasını faizle verirdi insanlara.

Bir gün eve geldi. Tam sofraya oturmuştu ki, kapıya bir fakir gelip;
- Allah rızâsı için yiyecek birşeyler verin, diye yalvardı.

Genç Habîb;
- Yemek yok! deyip, kapattı kapıyı.

Fakir, mahzun halde dönüp gitti.
O, yemek için sofraya geldiğinde, yemek değil, "Kan" vardı tabağında.
Şaşırdı, duygulandı.

Bunun, bir îkaz-ı ilâhî olduğunu anladı.
"Keşke kovmasaydım" dedi içinden.

Hasan-ı Basri
hazretlerinin "rahime-hullahü teâlâ" büyük Velî olduğunu biliyordu. Ona gitmek için çıktı evden.

Yolda oynayan çocuklara rastladı.
Onu gören çocuklar, oyunu bırakıp kaçışmaya başladılar.

Kaçarken de birbirlerine;
- Kaçın, kaçın! Şu gelen faizcidir. Ayağından kalkan toz üstümüze bulaşmasın! diyorlardı.
Bu sözler bir ok gibi saplandı sinesine.

Nihâyet Hasan-ı Basri hazretlerinin huzuruna varıp, sohbetini dinledi.
İlk sohbette, pişman oldu hallerine.

Kalbinden; "Yâ ilâhî, günahım pek çoktur, ama senin af ve mağfiretin de sonsuzdur. Beni affet", diye yalvardı.

Eve dönerken çocuklara rastladı yine.
Onu görüp kaçışmaya başladılar.

Kaçarken de birbirlerine,
- Kaçın, kaçın! Bu gelen, tövbekârdır. Bizim ayağımızdan kalkan toz o mübarek zâtın üzerine bulaşmasın! diyorlardı.

Sonra ona borçlu olanları gördü.
Borçlular, onu görünce yollarını değiştirdiler.

O, bunu fark edince;
- Kaçmayın! Kaçmayın! Bu gelen, başka Habîb'tir. Nasıl siz şimdi ondan kaçıyorsanız, bundan sonra o sizden kaçacak! diye seslendi arkalarından.

 
 
Ana sayfam yap Sık kullanılanlara ekle
Güncelleme Tarihi
29.12.2024
Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır. Orjinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya
gerek kalmadan, herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.

Hosted by İhlas Net
Ziyaretçi Sayısı