Makaleler
( 54 )
( 365 )
( 366 )
( 364 )
( 366 )
( 365 )
( 365 )
( 365 )
( 90 )
( 2 )
 
 2012 - MAKALELER


Arkadaşına gönder
 
Print almak için

Yazı boyutunu büyütmek için     


 

Gâibten "Alî" demişlerdi
28.06.2012

(Dünden devam)
Herkes fikrini beyan eyledi. Habîb-i Ekrem "aleyhisselâm"; "Benim niyyetim, Alî ismini koymakdır" buyurdu.
Fâtıma hâtun;
"Bana da gâibten bu ismi söylediler" dedi.
Bir rivâyet
şöyledir ki:
Vâlidesi Fâtıma hâtun, istihâre için Kâ'beye yönelip; "Yâ Rabbî! Harem-i şerîfinde ikrâm eylediğin oğlum için tarafından isim niyâz ediyorum" dedi.
O esnâda
Kâ'beden;
"Onun ism-i şerîfini Alî koyun!" diye bir ses geldi.
Böylece ismini Alî koydular.
Resûl-i ekrem
"aleyhisselâm"
beşiğine yanaşınca, Fâtıma hâtun; "Yâ Muhammed-ül emîn! Fazla yaklaşmayın ki, bu oğlanın aslan gibi pençeleri var. Hazretinize bir edebsizlik yapabilir" dedi.
Habîb-i Ekrem
"aleyhisselâm"
"Yâ Fâtıma! Alî bize karşı edebe riâyet eder!" buyurdu.
Ve yanına vardı.
Aliyyül Mürtezâ
"radıyallahü anh"
derin uykuda iken, güzel gözlerini açıp, Resûlullahın mubârek yüzüne bakdı.
Server-i âlem
"aleyhisselâm"
Onu beşiğinden kucağına aldı. Bir zemân mubârek dilini, gül yaprağı gibi hazret-i Alî'nin "radıyallahü anh" mubârek ağzına koyup, esrar çeşmesi gibi olan mubârek ağzının suyunu, damla damla Ona emzirdi. (devamı yarın)

 
 
Ana sayfam yap Sık kullanılanlara ekle
Güncelleme Tarihi
29.12.2024
Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır. Orjinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya
gerek kalmadan, herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.

Hosted by İhlas Net
Ziyaretçi Sayısı