Makaleler
( 54 )
( 365 )
( 366 )
( 364 )
( 366 )
( 365 )
( 365 )
( 365 )
( 90 )
( 2 )
 
 2014 - MAKALELER


Arkadaşına gönder
 
Print almak için

Yazı boyutunu büyütmek için     


 

Buyur yâ Eba Bekir!
24.06.2014

(Dünden devam)
Hazret-i Ali’nin ardından Hazret-i Osman geliyordu.
Hatun ona koştu:
"Nevfel nerede?"
O da arkaya işaret etti.
Ve yürüyüp öne geçti.
Kadın, Hazret-i Ömer'i gördü.
Ona koşup sordu:
“Nevfel nerede?”
O de cevap vermedi.
Eliyle arkayı işaret edip ileri yürüdü. En arkada Hazret-i Ebu Bekir geliyordu ve ondan sonra da kimse yoktu.
Kadın çaresizdi.
Ona koşup sordu:
“Nevfel nerede?”
Hazret-i Ebu Bekir aynı hareketi yapamadı. Zira arkadan gelen başka kimse yoktu.
Gerçeği söylese, Resulullaha uymamış olacaktı.
Daraldı, bunaldı.
Mübarek sakalını eliyle sıvazladı ve olanca sesiyle "Yâ Allah!" diye nida etti.
O anda bir şey oldu.
Bir toz bulutu göründü.
Bu, bir kerametti.
Nitekim o anda kendilerine doğru bir atlının hızla geldiğini gördüler.
İkisi de merak etti.
Acaba gelen kimdi?
O şahıs daha da yaklaşınca Hazret-i Nevfel olduğunu gördüler.
Hem şaşırdılar.
Hem sevindiler.
Hazret-i Nevfel:
"Buyur yâ Eba Bekir! Beni mi çağırdınız?" dedi.
Atından indi.
Hazret-i Sıddık'ın elini öptü.
Resulullah’a doğru koştu.
Kadıncağız sevinçten uçuyordu.

 
 
Ana sayfam yap Sık kullanılanlara ekle
Güncelleme Tarihi
29.12.2024
Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır. Orjinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya
gerek kalmadan, herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.

Hosted by İhlas Net
Ziyaretçi Sayısı