Makaleler
( 54 )
( 365 )
( 366 )
( 364 )
( 366 )
( 365 )
( 365 )
( 365 )
( 90 )
( 2 )
 
 2016 - MAKALELER


Arkadaşına gönder
 
Print almak için

Yazı boyutunu büyütmek için     


 

Bu makamda, son vaazımdır
9.02.2016

Muhammed Nasuhi Efendi, 1718 senesi Şaban ayının son haftası, vaazında "Bu makamda son vaazımdır” buyurdu.
Ve cemaate veda etti.
Dergâhlarına geldi.
Onlara da veda etti.
Bunu işiten talebeleri “Herhâlde hocamız Kastamonu'ya gidip oradaki büyükleri ziyaret edecek” dediler.
O hafta hastalandı.
Ramazanın ilk günleriydi...
Bir gece evden çıktı.
Bahçesinde dolaşıyordu ki, hanımı onu görüp "Efendi! Bu gece vaktinde bahçede niçin gezinip durursun?" diye sordu.
O da hanıma baktı.
Tebessüm etti ve;
"Allah bilir ama bu bayramı burada geçirsem gerektir. Kendime yer hazırlıyorum” buyurdu.
Hanımı bunu duydu.
Kederlenip “Niçin böyle söyleyip de yüreğimizi yakarsın” deyince "Takdir-i İlâhi böyle hanım” cevabını verdi.
Aradan günler geçti...
Ramazanın ortası oldu.
Mübarek zat ailesini topladı. Yerine, oğlu Alaeddin Efendi’yi tayin etti ve vasıyetini bildirdi.
Talebelerinden Şami Ahmed Efendi, vefat edeceği gün kendisini ziyarete gelip yanına oturdu.
Hâlini hatırını sordu.
Hürmetlerini arz etti.
Ve "Efendim, bir şeyler yiyip ilâç alsanız” deyince “Oğlum! Cenâb-ı Hakk bilir, ama biz İnşallah bu gece dergâh-ı izzete mülâki oluruz” buyurdu.
O gece vefat etti...

 
 
Ana sayfam yap Sık kullanılanlara ekle
Güncelleme Tarihi
29.12.2024
Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır. Orjinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya
gerek kalmadan, herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.

Hosted by İhlas Net
Ziyaretçi Sayısı