Makaleler
( 54 )
( 365 )
( 366 )
( 364 )
( 366 )
( 365 )
( 365 )
( 365 )
( 90 )
( 2 )
 
 2009 - MAKALELER


Arkadaşına gönder
 
Print almak için

Yazı boyutunu büyütmek için     


 

Benim kadar ilmi var mı?
27.05.2009

Abdülhakim Arvasi hazretlerini rahime-hullahü teâlâ çok seven Hüseyin Efendi anlatıyor:

Ben Kadiri şeyhi idim.
Yüzlerce müridim vardı.

Bir gün;
- Eyübe, Abdülhakim Efendi diye bir âlim gelmiş, diye işittim.

Kendi kendime; "Gidip bir göreyim. Benim kadar ilmi var mı?" dedim.
Ve gidip oturdum sohbetine.

Hiç duymadığım şeyleri anlatıyordu.
Elimde olmayarak, hayran oldum.

Sohbet bitti, herkes gitti.
İkimiz kalmıştık sadece.

Arzettim hemen:
- Efendim, size birşeyi itiraf etmek istiyorum.
- Buyurun.

- Ben, yıllarca kendimi şeyh bilirdim. Ve benden, "Eşşeyh…" diye bahsederlerdi. Ama şimdi anladım ki, meğer ben, "Eşşeyh" değil, hâzâ "Eşşek"mişim. Kabul buyurursanız, kapınızda hizmetçi olmak istiyorum.

Tebessüm ettiler.
- Estağfirullah buyurup, kabul eylediler.

NE BU BARDAKLAR?

Sevdiklerinden Şakir Efendi de şöyle anlatıyor:
Bir sabah, Efendi'yle, sabah namazı kıldık.
Beni imam yapmıştı.

Biz namaz kılarken, zevcem de çay yapıp bardakları hazırlamış.
Namaz bitince sofaya geçtik.
Baktım, tepsi bardaklarla dolu.

Hanıma koştum hemen:
- Ne bu bardaklar hanım?

- Ne olmuş ki?
- Biz iki kişiyiz. Sen bir sürü bardak koymuşsun.

Hanım şaşırdı:
- Nasıl iki kişisiniz?

- Basbayağı, Efendiyle ben.
- Ama siz namaz kılarken, onlarca cemaat vardı arkanızda.

Velhasıl ikimiz de bir şey anlamadık.
Efendiye sormaya da utandık

 
 
Ana sayfam yap Sık kullanılanlara ekle
Güncelleme Tarihi
29.12.2024
Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır. Orjinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya
gerek kalmadan, herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.

Hosted by İhlas Net
Ziyaretçi Sayısı