Gönül Sultanları.com >  1001 Güzel Menkîbe > Nimetlere şükredebilmek için ne yapmalı? > Mektubata inanmadı ama
Mektubata inanmadı ama
İmam-ı Rabbani hazretlerinin “kuddise sirruh” talebesinden seyyid bir genç, bu mübarek zatı tanıyıp ona talebe olmasına vesile olan hadiseyi şöyle anlatıyor:

Ben, hazret-i Ali’yi radıyallahü anh, diğer sahabilerden daha çok seviyordum.

Onunla harbeden sahabeye de, Onunla harp ettikleri için kırgındım.
İmam-ı Rabbani hazretlerini henüz tanımıyor, ancak Mektubat kitabını okuyordum zaman zaman.

Yine bir gün Mektubata göz gezdirirken,
Eshabın hepsini sevmelidir. Zira onların nefsleri her kirden temizlenmiş, tertemiz olmuştur. Birbirleriyle harp etmiş olsalar da, bunu nefs için değil, Allah rızası için yapmışlardır diye okudum.

Ama beğenmedim.
Bu yazılar yanlış dedim içimden.
Ve kitabı yere attım.

Seni ceddine götüreyim

O gece rüyama girdi İmam-ı Rabbani hazretleri.

İki kulağımdan da tutup çekti ve;
- Ey çocuk, sen bana inanmaz, kitabımı da yere atarsın. Gel, seni ceddin hazret-i Ali’ye “radıyallahü anh” götüreyim de, işin doğrusunu Ondan işit, buyurdu.

Ve götürdü beni hazret-i Ali’ye radıyallahü anh.
Büyük ceddim bana bakarak;
- Evladım, eshabın her biri çok büyüktür ve kalblerinde birbirlerine karşı kin ve düşmanlık yoktur. Sen de soğukluk duyma onların hiçbirine, buyurdu.

Ve ekledi:
- Bizim aramızda harb olmuşsa da, niyetlerimiz halisti hepimizin. Nefs için değil, Allah rızası için savaşmıştık.

Şuna bir tokat at!

Sonra İmam-ı Rabbani hazretlerini göstererek;
- Bu zatın sözüne de itiraz etme! buyurdu.

Bunları, açık açık duydumsa da, kalbimdeki soğukluk tam gitmedi.
Hazret-i Ali “radıyallahü anh” anladı bu hâlimi.

İmam-ı Rabbani hazretlerine dönerek;
- Bu, hâlâ akıllanmadı. Sen şunun suratına kuvvetli bir tokat indir! buyurdu.

Ve bir tokat patladı yüzümde.
Ancak aklım başıma geldi.
Ve uyandım.

Elhamdülillah.
O soğukluk gitmişti kalbimden.

www.gonulsultanlari.com