Gönül Sultanları.com >  Eshâb-ı Kirâm > İşte onlar meleklerdi!
İşte onlar meleklerdi!
Ebu Süfyan, Mekke’ye geldiğinde Bedir’den,
Kureyş’liler, başına üşüştüler hep birden.

Büyük merak içinde sordu ki Ebu Leheb:
(Bu hezimet doğru mu, ne oldu buna sebep?)

O dedi ki: (Sormayın, o gün öyle kimseler,
Bizimle savaştı ki, tanıdık değildiler.

Beyaz atlara binmiş, beyaz giymişlerdi hep.
Biz de anlayamadık, kim idi onlar acep?)

Dinleyenler içinde vardı ki bir Müslüman,
Korkudan imanını gizliyordu o zaman.

Bu mümin, Ebu Rafi adında birisiydi.
Hem hazret-i Abbas’ın o zaman kölesiydi.

O da Ebu Süfyan’dan bunları dinleyince,
Mümin olduğu için duygulandı bir nice.

Sevincinden her şeyi birden unutuverdi.
Dedi ki: (İşte onlar, vallahi meleklerdi.)

O zaman Ebu Leheb çok kızdı bu sözlere.
Onu tokatlayarak, kaldırıp çarptı yere.

Hazret-i Abbas’ın da hanımı oradaydı.
Onun bu yaptığını görüp dayanamadı.

Müslüman olmuş idi o da Çünkü önceden.
Kalınca bir kütüğü alarak yerden hemen,

Vurdu Ebu Leheb’in başına şiddetlice.
Kafası yarılarak, kanlar aktı bir nice.

Adı Ümmül Fadl idi, dedi: (Ya Eba Leheb!
Kimsesi yok diye mi döversin onu acep?

Güçsüz gördün diye mi yaptın bu hareketi?)
Deyip, Ebu Leheb’e hakaretler eyledi.

O, hiç cevap vermeden, hem de kanlar akarak,
Dönüp gitti evine, hor ve hakir olarak.

Yine Safer ayında, o Server-i enbiya,
Yakalandı aniden şiddetli bir sıtmaya.

Ateşi, gün geçtikçe daha yükseliyordu.
Hastalığın şiddeti ziyadeleşiyordu.

Buyurdu: (Ya Aişe, emir aldım Rabbimden.
Baki Kabristanına gideceğim şimdi ben.

Gidip o kabristanda yatanlara, bu gece,
İstiğfar edeceğim bu emir gereğince.)

Ebu Rafi’i dahi, alaraktan yanına,
Çıkıp gitti o gece, Baki kabristanına.

Orada, uzun uzun duada bulundular.
Onların affı için, Allah’a yalvardılar.

Sonra buyurdular ki: (Rabbim beni şu anda,
Seçmekte serbest kıldı, iki şey arasında.

Bütün nimetleriyle, dünya ile ahiret,
Arz edilip, dendi ki: Birisini tercih et.

Allahü teâlâya vasıl olmak için ben,
Ahiret nimetini seçtim bu ikisinden.)


www.gonulsultanlari.com