Gönül Sultanları.com >  Peygamberler > İbrahim aleyhisselam > Korkunç ateş
Korkunç ateş
Nemrut, Halilullah’ı, atıp zindan içine,
Başladı daha sonra, ateş yakma işine.

Onun talimatiyle, bağırdı bir münadi:
(Herkes odun toplayıp, şu yere yığsın haydi!

Bu, Nemrud'un emridir, her kişi taşıyacak.
Muhalefet edenler, ateşe atılacak.)

O putperest insanlar, olsa da yaşlı, hasta,
Bunda, birbirleriyle yarıştılar adeta.

Ve lakin hayvanattan, sadece katır hariç,
Bu iş için, tek odun taşıyan olmadı hiç.

Onlar, kırk gün kırk gece, taşıyıp odunları,
Otuz metre boyunda, yığdılar hep onları.

Sonra ateşlediler Nemrud'un emri ile.
Alevler, gökyüzüne yükseldi birden bire.

Toplanmıştı oraya, büyük bir kalabalık.
Zira onu, ateşe atacaklardı artık.

Nemrud'un adamları, toplanmışlar o saat,
Bekliyorlardı ondan, bir emir ve talimat.

(Haydi, onu getirin!) dedi Nemrut zalimi.
Çıkardılar zindandan, hazret-i İbrahim'i.

Ayağında bukağı, ellerinde kelepçe,
Yürüdü o meydanda, arslan gibi, erkekçe.

Zira Hak teâlâya, tevekkül ve yakinin,
En yüksek zirvesinde bulundukları için,

Onda, korku yerine, vardı sanki bir sevinç.
Küffârın kısa aklı, ermemişti buna hiç.

Bir rivayete göre, Halil aleyhisselam,
Bu işler olduğunda, yaşı, onaltıydı tam.

Onu, ateş içine atacaklardı, lakin,
Ateşin yakınına varabilmek ne mümkin?

Müşavere ettiler, bu işi ince ince,
Ki: (Nasıl atacağız, onu ateş içine?)

Zira öyle şiddetli ve korkunç yanardı ki,
Havadaki kuşları yakardı harareti.

Oturup düşünürken bu işi kara kara,
Şeytan, fırsat bilerek, yakın geldi onlara.

Nemrut, (Sen kimsin?) diye sorduğunda İblis'e,
Dedi ki: (Senelerdir, duacıyım ben size.

Duydum ki, bir sihirbaz kötüler dininizi.
Putları, balta ile kırarak üzmüş sizi.

Atmayı istersiniz ateşe şimdi onu.
Ve lakin bilmezsiniz siz bu işin yolunu.

İşte bu maksat ile, geldim hizmetinize.
Bu işin usulünü, öğreteceğim size.)

Ve hemen bir mancınık yaptı kendi eliyle.
Evvela bir taş attı, tecrübe gayesiyle.

Nemrut ve putperestler, bu mancınık fikrini,
Beğenip, hepsi tebrik ettiler kendisini.

Sonra Halilullah'ı, bir kaç kişi aldılar.
Getirip, mancınığa sıkıca bağladılar.

Lakin o, o sırada, başka bir alemdeydi.
Aşk-i ilahi ile kalbi yanar haldeydi.

Rabbinin sevgisiyle, geçmişti kendisinden.
Haberi olmamıştı, mancınıktan, ateşten.

Ateş, korkunç seslerle, şiddetle yanıyordu.
Alevleri, göklere doğru uzanıyordu.

www.gonulsultanlari.com