Gönül Sultanları.com >  Peygamber Efendimiz > Hendek Gazası > Hendeği nerede kazalım?
Hendeği nerede kazalım?
Resulullah, Eshabdan birkaç kişi alarak,
Keşfe çıktı birlikte, etrafı dolaşarak.

Hendeğin, nerelere kazılması babında,
İstişare eyledi Eshabı arasında.

Medine’nin güneyi, sık ağaçlık idi hep.
Düşman saldıramazdı buradan bundan sebep.

Beni Kureyza kavmi vardı ki doğuda hem,
Onlarla, bir andlaşma yapmıştı Fahr-i âlem.

Batı ve kuzey ise, açık arazilerdi.
Düşmanlar, bu yönlerden saldırabilirlerdi.

Hendeğin, bu yerlere kazılması babında,
Bir karara varılıp ve başlandı anında.

Her sahabi, üç metre bir yeri kazacaktı.
Derinlik, iki adam boyunda olacaktı.

Genişliğe gelince, süratle koşan bir at,
Yetirememeliydi geçmeye güç ve takat.

Lakin zaman pek azdı, zira düşman, Mekke’den,
Çıkmış ve Medine’ye varırdı çok geçmeden.

Peygamber efendimiz, gelerek kendi bizzat,
Vurdular ilk kazmayı, Besmeleyle o saat.

Kahraman Eshabını teşvik etmek için de,
Bizzat çalışıyordu hendek kazma işinde.

Sahabiler dedi ki Ona: (Ya Resulallah!
Canımız, her şeyimiz fedadır sana vallah.

Hendek kazma işini, bizler hallediyoruz.
Sizin çalışmanızı biz arzu etmiyoruz.)

Şöyle buyurdular ki Resulullah Eshaba:
(Ortak olmak isterim, ben dahi bu sevaba.)

Mevsim kış olduğundan, çok soğuktu havalar.
Hem kuraklık ve kıtlık var idi o aralar.

Bu yüzden Resulullah, hem de Eshab-ı kiram,
Müthiş açlık içinde bulunuyorlardı tam.

Taş bağlıyorlardı da karınlarına hatta,
Gevşeklik yapmazlardı, yine hendek kazmakta.

Resulullah, kendini asla düşünmüyordu.
Eshabının halini görüp üzülüyordu.

Bir yanda kış ve soğuk, bir yanda açlık vardı.
Yine de aşk ve şevkle hep çalışıyorlardı.

Zira canlarından çok sevdikleri Peygamber,
Gece gündüz, onlarla çalışırdı beraber.

Gördükçe o arslanlar, Onun nurlu yüzünü,
Hemen unuturlardı her sıkıntı ve hüznü.

Resulullah, bakarak Eshabının haline,
Çok dua ediyordu âlemlerin Rabbine.

Diyordu ki: (Ya Rabbi, Eshabıma yardım et.
Muhacir ve ensarı, eyle af ve mağfiret.)

Çalışma, sabahleyin başlıyordu erkenden.
Geç vakitlere kadar sürerdi her gün hemen.

Ayağı yaralandı Sahabeden birinin.
Yanına getirdiler o zatı Peygamberin.

Mübarek elleriyle, sığadı onu bir an.
Derhal kesiliverdi ayağından akan kan.

Hem de Resulullahın bir mucizesi ile,
Yarası iyi oldu ve geçti tamamiyle.

www.gonulsultanlari.com