Resulullah, Eshabdan birkaç kiÅŸi alarak,
KeÅŸfe çıktı birlikte, etrafı dolaÅŸarak.
Hendeğin, nerelere kazılması babında,
İstişare eyledi Eshabı arasında.
Medine’nin güneyi, sık aÄŸaçlık idi hep.
DüÅŸman saldıramazdı buradan bundan sebep.
Beni Kureyza kavmi vardı ki doğuda hem,
Onlarla, bir andlaÅŸma yapmıştı Fahr-i âlem.
Batı ve kuzey ise, açık arazilerdi.
DüÅŸmanlar, bu yönlerden saldırabilirlerdi.
Hendeğin, bu yerlere kazılması babında,
Bir karara varılıp ve başlandı anında.
Her sahabi, üç metre bir yeri kazacaktı.
Derinlik, iki adam boyunda olacaktı.
GeniÅŸliÄŸe gelince, süratle koÅŸan bir at,
Yetirememeliydi geçmeye güç ve takat.
Lakin zaman pek azdı, zira düÅŸman, Mekke’den,
Çıkmış ve Medine’ye varırdı çok geçmeden.
Peygamber efendimiz, gelerek kendi bizzat,
Vurdular ilk kazmayı, Besmeleyle o saat.
Kahraman Eshabını teÅŸvik etmek için de,
Bizzat çalışıyordu hendek kazma iÅŸinde.
Sahabiler dedi ki Ona: (Ya Resulallah!
Canımız, her şeyimiz fedadır sana vallah.
Hendek kazma iÅŸini, bizler hallediyoruz.
Sizin çalışmanızı biz arzu etmiyoruz.)
Åžöyle buyurdular ki Resulullah Eshaba:
(Ortak olmak isterim, ben dahi bu sevaba.)
Mevsim kış olduÄŸundan, çok soÄŸuktu havalar.
Hem kuraklık ve kıtlık var idi o aralar.
Bu yüzden Resulullah, hem de Eshab-ı kiram,
MüthiÅŸ açlık içinde bulunuyorlardı tam.
Taş bağlıyorlardı da karınlarına hatta,
Gevşeklik yapmazlardı, yine hendek kazmakta.
Resulullah, kendini asla düÅŸünmüyordu.
Eshabının halini görüp üzülüyordu.
Bir yanda kış ve soÄŸuk, bir yanda açlık vardı.
Yine de aÅŸk ve ÅŸevkle hep çalışıyorlardı.
Zira canlarından çok sevdikleri Peygamber,
Gece gündüz, onlarla çalışırdı beraber.
Gördükçe o arslanlar, Onun nurlu yüzünü,
Hemen unuturlardı her sıkıntı ve hüznü.
Resulullah, bakarak Eshabının haline,
Çok dua ediyordu âlemlerin Rabbine.
Diyordu ki: (Ya Rabbi, Eshabıma yardım et.
Muhacir ve ensarı, eyle af ve mağfiret.)
Çalışma, sabahleyin baÅŸlıyordu erkenden.
Geç vakitlere kadar sürerdi her gün hemen.
Ayağı yaralandı Sahabeden birinin.
Yanına getirdiler o zatı Peygamberin.
Mübarek elleriyle, sığadı onu bir an.
Derhal kesiliverdi ayağından akan kan.
Hem de Resulullahın bir mucizesi ile,
Yarası iyi oldu ve geçti tamamiyle.
|