Gönül Sultanları.com >  Evliya Nasihatleri > Neye kavuştuysam hocamın hürmetine > Evliyayı sevmek şart
Evliyayı sevmek şart
Mazhar-ı Can-ı Canan, bir âlim ve veli zat.
Sohbeti, gönüllere olurdu ab-ı hayat.

Üstadına ihlası, sevgi ve muhabbeti,
Fevkalade çoktu hem, ona teslimiyeti.

Buyururdu: (Her neye kavuştuysam ben eğer,
Hocamın sayesinde, oldu hepsi müyesser.

Bir Müslüman, ne kadar etse de çok ibadet,
Allah’ın rızasına ermesi zordur elbet.

Kulun ibadetleri, ne kadar olsa iyi,
Yine de zor kazanır, rıza-i ilahiyi.

Lakin sevgi beslerse, bir mübarek veliye,
Kavuşturur o onu, rıza-i ilahiye.

Allah’a çok yakındır, evliyalar, veliler.
Onların kalblerine girmektir asıl hüner.

Kazanabilmek için onların sevgisini,
Ne hüneri var ise, göstermeli hepsini.)

Mazhar-ı Can-ı Canan, birkaç talebesiyle,
Kabristana gitmişti, ziyaret gayesiyle.

Bir kabrin baş ucunda, oturarak bir miktar,
Teveccüh eyledi ki: Nimet mi, azap mı var?

Hasredince tamamen bu işe himmetini,
Hak teâlâ gözünden, kaldırdı perdesini.

Hakikati keşfedip, buyurdu ki: (Bu kabir,
Büyük günah işleyen bir kadına aittir.

Ve şu anda kabrinde, Cehennem ateşi var.
İmanlı mı, değil mi, henüz değil aşikâr.

Benim, yetmiş bin adet, önceden okuduğum,
Kelime-i tevhidi buna bağışlıyorum.

Dünyadan, iman ile ayrılmışsa o şayet,
Bu azaptan kurtulup, olur ehl-i saadet.)

Sonra, o sevapları bağışlayıp kadına,
Tekrar teveccüh etti kadının mezarına.

Az sonra buyurdu ki: (Şükür elhamdülillah.
Kadının günahını affetti şimdi Allah.

Acı azap çekerken kabrinde biraz önce,
Şimdi ondan kurtulup, gark oldu bir sevince.)

Sohbet ediyordu ki, talebeyle bir zaman,
İhtiyar biri geldi, bu zata inanmayan.

Dedi ki: (Bu hocanın halleri rahmani mi?
Yoksa şeytani midir, hem bunun var mı ilmi?)

Bu sözler, talebeye çok fena etti tesir.
Mazhar-ı Can-ı Canan oldu çok müteessir.

Hiddetle ona dönüp, eyledi sert bir nazar.
Çırpınmaya başladı, yerlerde o ihtiyar.

Anladı sert kayaya çarptığını ve lakin,
Dedi ki: (Affet beni, Allah rızası için.)

O, elini uzatıp, kaldırdı onu yine.
Bir şey olmamış gibi, geldi eski haline.

www.gonulsultanlari.com