Gönül Sultanları.com >  1001 Güzel Menkîbe > Bir zaman bizi azcık sevmişti > Bu zamanda hiç mürşit var mı?
Bu zamanda hiç mürşit var mı?
Seyyid Fehim Efendi ”kuddise sirruh“, kendi üstadı olan Seyyid Taha-yı Hakkari hazretlerini ”kuddise sirruh“ çok severdi.

Öyle ki, daha fazlası mümkün değildi.
Her edindiği şeyi, Ondan bilirdi.

Bir gün hocası sohbet ediyor, sohbette “Mektubat” kitabından okuyup izahını yapıyordu.

Bir mektupta “Mürşid-i kâmil”den bahsediliyordu.
Cemaat o kadar çoktu ki, Seyyid Fehim Efendi, en geride, ayakta dinliyordu.

Hocası, bir ara başını kaldırdı.
Seyyid Fehim’i aradı.

Ve seslendi kendisine:
- Ey Fehim!

Cevap verdi gerilerden:
- Buyurun efendim.
- Bu devirde hiç mürşit var mıdır acaba?

Bir an duraklamadan cevap verdi.

Kendi üstadını kastedip;
- Şimdi bulunan gibi, hiç gelmemiştir, dedi.

Ona muhabbeti öyle çoktu ki, Onu hep yanında hissederdi.
Yani uzak değildi Ondan.

Beraberdi her an.
Hatta her nefes alışında, görüyordu Onu yanı başında.

Bir emri olsaydı, hemen getirirdi yerine.

Derdi ki:
- Aramızda ateşten deniz olsa, hocam beni huzuruna çağırsa, emrine uymak için hemen atlarım o ateşe, tereddüt etmem.

Bir gün Onu ziyarete gitmişti Arvas’tan.

Sordu üstadı:
- Bize ne hediyeler getirdin?
- Sizde olmayan, bende ise çok olan şeylerden getirdim efendim.

- Neymiş bunlar Fehim?
- Özür, günah, yokluk ve ihtiyaç efendim.

Sen müfessir misin?

Seyyid Abdülhakim Efendi ”kuddise sirruh“ anlatıyor:
Gençliğimde bir akşam namazını, hocam Seyyid Fehim hazretleriyle birlikte kıldık.

O imam oldu, ben cemaat.
O “Fatiha” okurken, ben tefsirini yapıyordum.

Namaz bitince bana döndü.
Hiddetliydi.
- Sen müfessir misin ki tefsire kalkıyorsun? buyurdu. Tefsirle uğraşırsan helak olursun.

www.gonulsultanlari.com