Gönül Sultanları.com >  1001 Güzel Menkîbe > Bir zaman bizi azcık sevmişti > Gel, benim en çok sevdiğim
Gel, benim en çok sevdiğim
Seyyid Taha-yı Hakkari hazretleri “kuddise sirruh”, Seyyid Fehim Arvasi hazretlerinin “kuddise sirruh” hocasıydı.

Nehri’de, “Harem çeşmesi” diye bir yer vardı.
İkindi namazlarından sonra burada sohbet etmek âdetiydi.

Herkesi çağırmazdı ama.
Çünkü o sohbetler, "hususi" oluyordu.

Birkaç bahtiyardı bunlar da.
Her gün ikindi vakti gelince, talebeler merak eder;
“Acaba bugünkü hususi sohbete kimler kavuşacak?” derlerdi.

Yine bir gün…
İkindi vakti oldu.

Talebeler; “Kimler şereflenecek” diye merakla bekliyordu.
Seyyid Fehim, o zaman gençti daha.

Ama onu çok severdi Seyyid Taha hazretleri.
Her hususi sohbete onu götürüyor, kalbinde ne varsa, ona naklediyordu.

Derken Seyyid Taha hazretleri çıktı evden.
Bakıp gördü Seyyid Fehim’i tâ öteden.

Seslendi:
- Biya! biya! Mahbubi Seyyid Fehim!

Yani, “Gel, gel, benim en çok sevdiğim.
O gün oturttu Onu önüne.

Feyiz saçtı gönlüne.

Arvası boş bırakma!

Bir gün de, Seyyid Fehim, üstadını görmek için Arvas’tan ayrılıp Nehri’ye gitti.
- Efendim, izninizle Arvas’tan ayrılmak istiyorum, diye arzetti.

Hocası sordu:
- Niçin ayrılacaksın?

- Akrabamdan biri beni üzüyor efendim. Bu yüzden ayrılmak istiyorum..

Buyurdu ki:
- İstersen yerlerimizi değişelim. Sen Nehri’ye gel, ben Arvas’a gideyim.

Ve ekledi:
- Arvas’ı boş bırakmak iyi olmaz. Zira büyük zatların dergahıdır orası. Uygun olmaz boş bırakılması.

Arzetti Seyyid Fehim:
- Öyleyse Arvas’tan gitmiyeyim efendim.
- İyi olur. Seni üzen kim ise, o çıkıp gitsin Arvas’tan.

- Ama akrabamdır efendim. O beni üzse de yine sabrederim.

Seyyid Taha hazretleri hiddetlendi.
- Hayır! İster istemez gidecektir. Madem ki sizi üzüyor, el-mecbur gidecek, hatta gelip sizden özür dileyecektir.

Az zaman geçti aradan.
O, kendi isteğiyle Arvas’ı terk etti hakikaten.

Sonra pişman oldu.
Gelip özür diledi Seyyid Fehim’den.

www.gonulsultanlari.com