Abdülhakim Arvasi, ilim ehli, büyük zat.
Bir gün, sevdiklerine şöyle etti nasihat:
(Muvaffak olmak için, hem bu dünya işinde,
Hem de yanmamak için Cehennem ateşinde,
Dinin emirlerini öğrenmeli en evvel.
Sonra da, ihlas ile yapmalı iyi amel.
Her işi, dine uygun yapmalı ki muhakkak,
Yarın hesap soracak her işten cenâb-ı Hak.
Orada, herkes için olacak bir pişmanlık.
Lakin olan olmuştur, çaresi yoktur artık.
Hatta pişman olurlar, Cennette olanlar da.
Zira sonsuz olarak derece var orada.
Derler: Niçin daha çok ibadet eylemedim?,
Ve niçin Allah için daha çok mal vermedim?
Lakin bu pişmanlığın, olmaz bir faidesi.
Herkes ne yaptı ise, önüne gelir hepsi.)
Bir gün de buyurdu ki: Allah dostu veliler,
Nasibi olanlara, feyiz ve nur verirler.
Resulullah buyurdu: (Ne ki varsa kalbimde,
Ebu Bekrin kalbine akıttım tamamiyle.)
O da, almış olduğu bu feyzleri, tamamen,
Selman-ı Farisi’nin kalbine verdi aynen.
Bu nurlar, kalbden kalbe akıp geldi bu karar.
Kıyamete kadar da, devamlı böyle akar.
Her kim arzu ederse, bu nurlara kavuşmak,
Bu zatlara inanıp, sevmelidir muhakkak.
(Muhabbet) kanalıyla zira gelir bu nurlar.
Onları sevmeyenler, bu nurdan mahrumdurlar.
Su, nasıl boru ile gelirse hanelere,
Bu da, (sevgi) yoluyla akıp gelir kalblere.
Eğer ki bir devirde, yok ise böyle zatlar,
O büyük insanların yazdığı kitaplar var.
Ne zaman ki, edeple o kitaplar okunur,
Okuyanın kalbine, muhakkak akar o nur.
Lakin iki şartı var: (Muhabbet) ve (inanmak).
Bu şartlar mevcut ise, feyiz akar muhakkak.
Bir gün de buyurdu ki: (Vallahi Cehennem var.
Ve o müthiş ateşte, yanacak çok insanlar.
Gayemiz, insanları kurtarmaktır ateşten.
Dünyada, daha mühim bir iş yoktur bu işten.
Faydalı olmak için önce bu insanlara,
İslam âlimlerini sevdirmeli onlara.
Onların kitabını dağıtalım, verelim.
Ve asla kendimizden bir şey bahsetmeyelim.
Zira bahsedilecek bir halimiz mi vardır?
Hem biz ölçü değiliz, ölçü, o kitaplardır.
Nasihati, evvela yapalım kendimize.
Zira mahşer gününde, hesap var hepimize.
Bu uğurda çalışmak, en büyük ibadettir.
Bu yolda sıkıntılar çekmek de, bir nimettir.)
|