Ahmet Mekki Efendi, buyurdu ki: (Allah’ın,
Yarattığı her şeyde, bir ahenk vardır bakın.
Sayılmayacak kadar çoktur bu ahenk, nizam.
Sonra, yine sayısız varlıklar var muazzam.
Bunların, tesadüfen olduğunu söylemek,
Cahilce bir söz olup, mantıktan uzaktır pek.
Bu hususta, bir misal vermemiz gerekirse,
O zaman şu misali verelim şimdi size.
(On taş) alıp, hepsine, bir numara yazalım.
Sonra da bu taşları, bir torbaya atalım.
Numaralı on taşı, o torbadan, bu sefer,
Çekmeye çalışalım, sırayla birer birer.
Önce bir, sonra iki, sonra üç, dört, beş, altı,
Yedi, sekiz, dokuz, on numaralı taşları,
Çekmeye çalışalım böyle peşi peşine.
Bozulursa, atalım yine torba içine.
Bu on taşı, sırayla çıkarmak ihtimali,
(On milyarda bir)dir ki, bir düşünün bu hali.
On taşın, peş peşe ve sıra ile hülasa,
Dizilme ihtimali bu kadar az olursa,
Kâinatta bulunan bunca ahenk ve düzen,
İhtimal var mıdır ki, olsunlar tesadüfen?
Bir başka misal daha vereyim ki ben size,
Mesela, daktiloda hiç yazmamış bir kimse,
Daktilo tuşlarına, tesadüfi beş sefer,
Yani gelişi güzel, rastgele bassa eğer,
Beş harfli (bir kelime) yazılır ki o anda,
İşte bunun, Türkçe'de, yahut başka lisanda,
Bir manaya gelmesi ihtimali var mıdır?
Var ise, bu ihtimal, acaba binde kaçtır?
Yine gelişi güzel tuşlara basmak ile,
Yazılmak istenseydi, yine kısa (bir cümle),
Manası olur muydu yazılan bu cümlenin?
Biraz aklı var mıdır, buna (olur) diyenin?
Rastgele (bir sahife) manalı yazı yazmak,
İstense, ne derece mümkündür bunu yapmak?
Ve yine, bu tuşlara basmak ile, rastgele,
Küçük (bir kitap) yazmak istense idi hele,
Bu kitabın, belli bir konusu olma hali,
Olur muydu hiç bunun imkan ve ihtimali?
Buna dahi bir kimse, eğer ki (olur) derse,
Akıllı denilir mi, böyle diyen kimseye?
Demek ki bu kâinat, bir ahenk ve bir nizam,
İçinde yaratılmış eserlerdir muazzam.
Hepsi, ince hesapla ayakta durmaktadır.
Elbette bu şeylerin bir yaratanı vardır.
Bu, her şeyi bilen ve her şeye gücü yeten,
(Allahü teâlâ)dır, olur mu tesadüfen?
Allah’ın varlığına, sadece bunlar değil,
Her şey, Onu gösteren bir burhandır ve delil.
Her şey, Ona işaret etmektedir aşikâr.
Lakin kör göremezse, güneşin ne suçu var?
|