Vakta ki İstanbul'un fethi oldu müyesser.
Akın akın şehire girdi bütün gaziler.
Bizanslılar, korku ve tereddütte kalarak,
Hepsi, Ayasofya’ya girdiler toplanarak.
Patrik dahi, oraya sığınıp hem o zaman,
Kapattırdı kapıyı sıkıca arkasından.
Lakin Türk askerleri, alarak bunu haber,
Geldiler hep oraya Padişahla beraber.
Kapıyı açtırarak, girdiler içeriye.
Kapıldı Bizans halkı korku ve endişeye.
Lakin o halde bile, genç fatih Sultan Mehmed,
Bizans ahalisine gösterdi çok merhamet.
Patrik ise, kapılıp öldürülür zannına,
Korkusundan, kapandı Sultanın ayağına.
Velakin genç Padişah, kaldırıp yerden onu,
Teselli eyleyerek giderdi korkusunu.
Yani ona seslenip, dedi: (Yerden kalkınız!
Teminat altındadır badema hayatınız.
Hep hür ve serbestsiniz şu andan itibaren.
Katiyen korkmayınız gazab-ı şahanemden.)
Fatih Sultan Mehmed Han, emretti: (Aman sakın!
Eman dileyenlere asla el kaldırmayın.
Sorup araştırınız fakir fukaraları,
Ekmek ve aş vererek, doyurunuz onları.)
Sultanın emirleri icra oldu o saat.
Ve anında sağlandı şehirde huzur, rahat.
Serbest bırakıldılar, herkes kendi dininde.
Halk rahata kavuştu, Osmanlı sayesinde.
Vakta ki İstanbul’u fetheyledi Mehmed Han,
Hocası Akşemseddin kayboldu ortalıktan.
Pek çok arattıysa da, bulamadı yine de.
Ve buldu üç gün sonra, onu tenha bir evde.
Bu ev, Edirnekapı yakınında bir evdi.
Orada, tek başına hep ibadet ederdi.
O bölgeye, bu zatın adına izafeten,
(Akşemseddin) denildi, o günden itibaren.
Sonra Okmeydanı’nda, emri ile Fatih’in,
Bir de zafer alayı yapıldı ertesi gün.
Üstadı Akşemseddin, teşrif edip bu yere,
Çok güzel bir konuşma yaptı bütün erlere.
Buyurdu: (Ey gaziler, biliniz ki muhakkak,
Nasib etti bu fethi sizlere cenâb-ı Hak.
Bu babta Resulullah şöyle buyurmuşlardır:
O, ne iyi asker ve ne iyi kumandandır.
Sizler nail oldunuz bu çok büyük nimete.
Şükr için, devam edin Sultana itaate.)
Sonra, Sultan Mehmed’e buyurdu ki o zaman:
(İftihar etmektedir sizinle al-i Osman.)
|