Celaleddin Tebrizi, büyük bir evliyadır.
Kalblere tesir eden nasihatları vardır.
Bir gün de buyurdu ki: (İlim, amel içindir.
Yoksa, zordur hesabı mahşerde o kişinin.
Kuru ilim, insanın, yaramaz bir işine.
Sürükler sahibini, Cehennem ateşine.
Kul, günah işleyince, duymuyorsa ızdırap,
Aklına gelmiyorsa ölüm, mizan ve hesap,
Öncelerden namaza hazırlık yapmıyorsa,
Kalb kırıp, gıybet yapıp, iftira atıyorsa,
Ve hele kul Hakkından korkmuyorsa bir kişi,
Allame olsa bile, haraptır yarın işi.
Kalbi titremiyorsa, her günah işleyişte,
O kalb zehirlenmiştir, nişanı budur işte.
Beynine doldurduğu bilgi de bir vebaldir.
Bu, bir Müslüman için, gayet kötü bir haldir.
Zira Peygamberimiz buyurdu: (İlahi, ben,
Sana sığınıyorum, faidesiz ilimden.)
Çünkü mahşer gününde, sual edilecektir:
(Biliyordun, ne için yapmadın?) denecektir.
Müminin imanının parlaklığı da hatta,
Hassas davranmasıyla ölçülür icraatta.
Herhangi bir Müslüman, otururken, kalkarken,
Her işinde ve hatta, alışveriş yaparken,
Demeli: (Bu acaba, dine uygun iş midir?
Yahut Allah için mi, yoksa gösteriş midir?)
Eğer dine uygunsa, yapmalıdır o zaman.
Yoksa vazgeçmelidir, böyle olur Müslüman.
Hadiste buyuruldu: (Elbette Allah sizin,
Şekil ve suretine bakmaz amelinizin.
Onu, ne maksat ile yapıyorsanız eğer,
Ona göre o işe, verir kıymet ve değer.)
Bakmayın siz burada nutuk söyleyenlere.
Bakın siz, Allah için gözyaşı dökenlere.
İslam’a hizmet etmek, evet, kıymetlidir pek.
Lakin bu hizmetlere, doğru olmaz güvenmek.
Zira buyuruyor ki o Habibi-i kibriya:
(Allah, facirlerle de, ettirir dini ihya.)
Öyleyse ihlas ile yapmalı ki hizmeti,
Yarın olsun mizanda, bir değer ve kıymeti.
İhlaslı ve ihlassız işleri insanların,
Mahşerde, iki kısma ayrılacaktır yarın.
İhlassız amelleri görünce bir Müslüman,
Çok büyük pişmanlığı olacaktır o zaman.
Pişman olacak ama, faydası olmaz bunun.
Zira geri dönüşü yoktur o yolculuğun.
Her bir nefes, insana, o ebedi hayatın,
Sonsuz saadetini verecek belki yarın.
Ve her nefes, insanı, hiç dayanılamayan,
Cehennem ateşine götürür belki o an.
|