Ebu İshak Şirazi, Hak aşığı bir veli.
Vaaz ve sohbetleri, olurdu faideli.
Bu zat buyuruyor ki: (Bu dünya, bir imtihan.
Gafil olmayalım ki, oluruz yoksa pişman.
Şu geçen dakikalar, belki son anımızdır.
Belki şu kıldığımız, en son namazımızdır.
Yani ahiret ile, birkaç dakika kadar,
Aramızda çok kısa, gayet az bir zaman var.
Nitekim bir zelzele olacak olsa şu an,
Bir anda, ahirette oluruz hep o zaman.
Bu dünya önce yoktu, sonra da yok olacak.
İki yok arasında bir hayattır bu ancak.
Yani ölüm, insana mutlaka gelecektir.
Öyleyse onu şimdi, geldi bilmek gerektir.
Tabiin-i izamın en yükseği olan zat,
Yani Veysel Karani, buyuruyor ki bizzat:
(Yattığında, ölümü, yastığın altında bil.
Kalkınca da karşında, o, senden uzak değil.)
Bir gün de buyurdu ki: (Dört şey gelmeden önce,
Dört şeyin kıymetini bilmek lazım iyice.
Bir hastalık gelmeden, sıhhatin kıymetini,
Bilip, yapmak gerekir günlük ibadetini.
Ölüm gelmeden önce, kıymetini bu ömrün,
Bilmeli ki, pişmanlık olmasın yine o gün.
Fakirlik gelmeden de, paranın kıymetini,
Bilirse, sıkıntıya sokmaz insan kendini.
Meşguliyet gelmeden, boş geçen zamanların,
Kıymeti bilinirse, üzüntü olmaz yarın.
Zira o boş vakitte, bir Allah dese insan,
Onunla ağır gelir belki de yarın mizan.)
Bir gün de sohbetinde buyurdu: (Ey cemaat!
Gözünüzü açın ki, çabuk biter bu hayat.
Öyle yaşayınız ki bu dünyada siz hatta,
Yürüyen ölü gibi bulunun bu hayatta.
Nitekim buyurdu ki o Hüdâ’nın Habibi:
(Yaşayın bu dünyada garip ve yolcu gibi.)
Hadisin devamında buyurdu ki mealen:
(Addedin kendinizi yahut kabir ehlinden.)
Garip olmak şudur ki, hiç kimseyi tanımaz.
Her derdini, yalnızca Sahibine eder arz.
Yolcu gibi olmanın, şudur ki manası da:
Gözü olmaz dünyanın malı ve parasında.
Bir ahiret yolcusu bilir zira kendini.
Sokmaz asla kalbine dünya muhabbetini.
Kendini ölü gibi addetmek de şöyledir:
Öldü ölecek gibi, ölümü yakın bilir.
(Yürüyen ölü görmek isterse her kim eğer,
Ebu Bekir’e baksın!) buyuruyor Peygamber.
Bu hal üzere olmak, kıymetlidir bu dinde.
En yüce bir rütbedir hatta Allah indinde.)
|