Ana Sayfa >  Alim ve Evliyaların Alfabetik Listesi > E > Ebul Hasen-i Şazili > Zahid nasıl olur?
Yazıcı   Yazı boyutunu     

Zahid nasıl olur?

Ebül Hasen Şazili, bir gün sohbet ederken,
Bahsetti bu dünyaya rağbet eylememekten.

Lakin vardı üstünde kıymetli bir elbise.
Vardı cemaatte de gayet fakir bir kimse.

O, kalben düşündü ki: (Hem zühd’den bahsediyor,
Hem kendi, çok kıymetli elbiseler giyiyor.

Birbirini tutmuyor, sözüyle giyinişi.
Aslında benim şu an, hakiki zahid kişi.)

Böyle düşündüğünü anlayıp Ebül Hasen,
Buyurdu ki: (Yanıma gelir misin biraz sen.)

Gidince, o kimsenin eğilip kulağına,
Buyurdu ki: (Bu bapta itiraz etme bana.

Senin üzerindeki elbiseyi görenler,
Zühd sahibi sanarak, sana hürmet ederler.

Sana, bundan dolayı bir gurur gelebilir.
Felakete sürükler lakin seni bu kibir.

Halbuki şu bendeki elbiseyi gören halk,
Beni zahid bilmezler, bu halime bakarak.

Ben de gurur kibirden, olurum böyle halas.
Zaten eski giymekle, insan zahid olamaz.

Ve her kim, çok kıymetli giyse dahi libası,
Elbisenin, zühd ile yoktur bir alakası.)

O fakir, mahcub oldu bunları duyduğunda.
Tövbe istiğfar etti o zatın huzurunda.

O zamanın sultanı, tertib edip ziyafet,
Bu büyük veliyi de saraya etti davet.

Ebül Hasen Şazili, kabul edip daveti,
Sultanın sarayına, yemeğe teşrif etti.

Sultan, karşılayarak gösterdi çok iltifat.
Sonra da, uğurladı kendisi onu bizzat.

Lakin o ayrılınca, bir kısım münafıklar,
Sultana, bu veliyi pek fena tanıttılar.

İftiralar attılar hakkında bu büyüğün.
Sultan dahi inanıp, dedi: (Onu öldürün!)

Emri alan muhafız, üzüldü buna fakat.
Lakin sultan vermişti ona böyle talimat.

Hiç de istemeyerek (Peki) dedi bu emre.
Gitti Ebül Hasen’in bulunduğu o yere.

Huzuruna çıkarak, dedi ki: (Ey efendim!
Zat-ı alilerine hürmetim çoktur benim.

Allah’ın en sevgili kulusunuz siz şu an.
Lakin böyle bir emir vermiştir bana sultan.

Öyle bir şey yapın ki, siz şimdi bana önce,
Vazgeçsin kararından, sultan onu görünce.)

O, bir taşı gösterip, buyurdular ki ona:
(Şu büyük taşı alıp, götür ver o sultana.)

Muhafız bakar bakmaz, (altın) oldu taş o an.
Hayretten aklı gitti muhafızın başından.

Buyurdu ki: (Al götür, teslim et kendisine.
Bu muazzam serveti, koysun hazinesine.)

Sultan onu görünce, vazgeçti o fikrinden.
Gidip özür diledi Hakk’ın bu velisinden.
 
Geridön
 
 
Klavye
 
Ana sayfam yap Sık kullanılanlara ekle
Güncelleme Tarihi
21.11.2024
Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır. Orjinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya
gerek kalmadan, herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.

Hosted by İhlas Net
Ziyaretçi Sayısı