Ebül Abbas Mürsi’yi sevenlerden bir kişi,
Bir gün, huzurlarına gelerek arz etti ki:
(Bugün Cumadan sonra, düğün yemeğimiz var.
Siz de bulunursanız, oluruz çok bahtiyar.)
Onun bu davetine, buyurdu: (Peki evlat.
Bir manim olmaz ise, bulunurum o saat.)
O gitti, biraz sonra başkası geldi yine.
O da aynı saatte, davet etti evine.
Ona da buyurdu ki: (Olur isem müsait,
İnşallah davetinde bulunurum o vakit.)
O da gitti, üçüncü kimse geldi nihayet.
O da, aynı saatte yemeğe etti davet.
Onu da kabul edip, buyurdu ki: (Kardeşim,
İnşallah bulunurum, olmazsa mühim işim.)
Birazdan iki kişi gelerek ona yine,
Onlar da, o vakitte çağırdı evlerine.
Yine kabul ederek, buyurdu: (Olur, evet.
İnşaallah gelirim çıkmazsa bir mazeret.)
Lakin Cumadan sonra, talebeleri ile,
Oturup sohbet etti, gitmedi hiçbir yere.
O gün akşama doğru, o beş kişi, tek be tek,
Hep teşekkür ettiler, huzuruna gelerek.
Dediler ki: (Efendim, bize teşrif ettiniz.
Bizleri, bu sebeple pek çok sevindirdiniz.)
Halbuki Ebül Abbas bir yere gitmemişti.
Birkaç talebesiyle, evde sohbet etmişti.
Sohbette bulunanlar, ettiler buna hayret.
Hemen anladılar ki, bu, apaçık keramet.
Ebül Abbas-ı Mürsi, bir derste buyurdu ki:
(Vaktiyle çok varlıklı, zengin biri vardı ki,
Doluydu kalbi onun, tam dünya sevgisiyle.
Durmadan mal yığmaya çalışırdı hırs ile.
Ayrıca, nefsi ondan etseydi neyi talep,
Günah haram demeyip, yapardı onları hep.
Malıyla mağrur olan bu kişi, bir gün yine,
Rastladı, Allah dostu büyüklerden birine.
Şehrin bir kenarında yaşıyan bu veli zat,
Sürüyordu orada, fakirane bir hayat.
Zengin onu görünce, dedi ki: (Sen fakirsin.
Ne ihtiyacın varsa, bana diyebilirsin.)
Buyurdu: (Fakat benim, iki tane kölem var.
Benim hakimiyetim altında bulunurlar.
Bunlar da dünya hırsı ve nefs-i emmaredir.
Bunların ikisi de, benim birer kölemdir.
Halbuki sen onların, hakimiyetindesin,
Onlar sana değil de, sen onlara kölesin.
Yani kölelerime, kölesin sen esasen.
Nasıl teklif edersin böyle bir şey bana sen?
Sen, benden daha aciz durumdayken, ey insan!
Nasıl yapabilirsin bana yardım ve ihsan?
Ben de, ihtiyacımı, kölemin kölesine,
Arz edersem, bu bana yakışır mı hiç yine?)
|