Seyyid Fehim Arvasi, hal ehli bir veliydi.
Büyük insan olduğu, her halinden belliydi.
O, bir gün buyurdu ki: (Bakın dua almaya.
İnsan, dua alarak yakın olur Allah'a.
Evliya-yı kiramdan, Ubeydullah-ı Ahrar,
Çok dua istemeyi, etmişti âdet, şiar.
Buğday satın almıştı, bir gün de bir kimseden.
Ayrılıp gitti sonra, hiç dua istemeden.
Üç günlük bir mesafe gitmişti ki o fakat,
Dua almadığını hatırladı o saat.
Dedi: (Eyvah, ben ondan dua talep etmedim.
Onun duasındaydı belki de saadetim.)
Üç günlük mesafeden, geriye döndü yine.
Geldi buğday aldığı o köylünün evine.
Köylü onu görünce, sual etti pür-telaş:
(Yoksa bozuk mu çıktı buğdaylar ey arkadaş?)
Dedi ki: (Hayır hayır, iyi çıktı buğdaylar.
Ve lakin istemeyi unuttuğum bir şey var.)
(Nedir?) diye sorunca, dedi ki: (Biraderim!
Ben, gördüğüm herkesten, dua talep ederim.
Lakin senin duanı, unuttum istemeyi.
Yolda hatırladım da, bu yüzden döndüm geri.)
Köylü, hayret içinde dedi: (Yani şimdi sen,
Yalnız bunun için mi geldin hiç üşenmeden?)
(Evet, sırf bunun için geldim) dedi o Hazret.
Köylünün şaşkınlığı, fazlalaştı begayet.
Ellerini kaldırıp, dedi ki: (Ya ilahi!
Aç bunun kalb gözünü, veli olsun bu dahi.)
Anında kabul oldu, onun bu halis sözü.
Hace Ubeydullah’ın açıldı gönül gözü.
Yine bir defasında buyurdu: (Hayâ, edep,
Hayatın her anında, lazımdır insana hep.
Herhangi bir mümini görürseniz siz eğer,
Mütevazı davranıp, verin kıymet ve değer.
Zira hiç belli olmaz, o gördüğün, kim bilir,
Allah'ın çok sevdiği bir veli olabilir.
Vaktiyle bir talebe, yürürken yolda bir gün,
Öteden geldiğini fark etti bir büyüğün.
Durdu ve edebinden, yol verdi ihtiyara.
O öne geçsin diye, çekildi az kenara.
Lakin o yaşlı zat da durdu ve dedi: (Ey genç!
Ne için yürümezsin, yol senin, önce sen geç.)
Çocuk çok edepliydi, dedi ki: (Ey efendim!
Ben sizin önünüze nasıl geçebilirim?
Siz yaşlı amcasınız, ben ise bir talebe.
Önünüzden yürümek yakışır mı edebe?)
Evliyadan bir zatmış meğerse o ihtiyar.
Dönüp, o talebeye eyledi tek bir nazar.
O nazarla, çocuğa bir hal oldu o anda.
Kalb gözü açılarak, evliya oldu o da.)
|