FUDAYL BİN İYAD
rahmetullahi aleyh
Evliyânın büyüklerinden. İsmi Fudayl bin İyâd bin Mes'ûd bin Bişr, künyesi Ebû Ali'dir. 726 (h.107) senesi Horasan'ın Ebîverd kasabasında doğdu. 803 (h.187) senesi Mekke-i mükerremede vefât etti. Kabr-i şerîfi Mekke'de Cennet-ül-Muallâ'da hazret-i Hadîce vâlidemizin kabri civârındadır.
Evliyanın büyüğü, bir mübarek velidir.
Nasihatleri ile, kalbleri etti tenvir.
Yediyüz yirmialtı yılında doğan bu zat,
Seksen yaşında iken, Mekke'de etti vefat.
Önce, İslamiyet’e uygunsuz hali vardı.
Gençlik senelerinde, eşkıyalık yapardı.
Sonra tövbe ederek, yöneldi tasavvufa.
Yükselip, mübarek bir veli oldu bu defa.
Haram ve şüpheliden, şiddetle kaçınmakta,
Zamanının, en önde geleniydi o hatta.
Abbasi halifesi olan Harun Reşid’e,
Öğüt, nasihatları meşhurdur halk içinde.
Tövbe edicilerin başında, bu zat vardır.
Cömertlik ve ihsanda, eşine az rastlanır.
Allah'ı tanımakta, pek az idi emsali.
İyilik ve yardıma, uygundu onun hali.
Yaratılış olarak, güzel huylu ve cömert,
Asil bir insan idi, sahib-i hüsn-ü niyet.
İnsanların malını alsa da ellerinden,
Yine de, merhameti bırakmazdı elinden.
Eşkıyalık yaptığı kafilede mesela,
Kadın varsa, onlara hiç dokunmazdı asla.
Sermayesi az olan, yahut da borçlu olan,
Kimselerin malını, almazdı hiç bir zaman.
O, bir gün çocuğunu, almıştı kucağına.
Severken, o çocuğu bir sual sordu ona.
Dedi ki: (Babacığım, beni seviyor musun?)
Dedi ki: (Evet oğlum, şüphe mi ediyorsun?)
Sordu yine: (Allah'ı seviyor musun peki?)
Dedi: (Evet evladım, severim elbette ki.)
Bu sefer babasına sordu ki oğlu tekrar:
(Peki ey babacığım, kaç tane kalbiniz var?)
(Bir tanedir) deyince, sordu yine: (Ey baba!
(Bir kalbe, iki sevgi nasıl sığdı acaba?)
Oğlunun bu sözünden, etkilendi begayet.
Bu söz ile, kalbine geldi nur ve hidayet.
Düşündü ki: (Bu bana, bir ikaz-ı ilahi.
Bunu ona, Allah'ım söyletti bizatihi.
Yoksa o, bu sözleri edemezdi bana arz.
Rabbim, bu çocuk ile eyledi beni ikaz.)
Oğlunu, kucağından bıraktı hemen yere.
Yalvarmaya başladı Rabbine o bu kere.
Dedi ki: (Ya ilahi, sana söz veriyorum.
Bu hatalı gidişi, hemen terk ediyorum.
Şu an son veriyorum, haramilik işine.
Al beni affettiğin kullarının içine.)
Sonra oğluna dönüp, dedi ki: (Ey evladım!
Seni, bir nasihatçi kıldı bana Allah'ım.
Sen ne güzel vaizsin, irşad ettin beni sen.
Senin nasihatinle, değişti kalbim hemen.)
|