Peygamber efendimiz, vefat ettiği zaman,
Münafıklar azdılar, bozuldu Arabistan.
Yalnız Medine ile Mekke hariç olarak,
Etraf kabilelerde, mürted oldu çoğu halk.
Hatta aralarında, anlaşıp onlar yine,
İtaat etmediler, kendi valilerine.
Mürted kadınlar dahi, vefatıyla Resulün,
Şenliğe başladılar, tef çalarak gece gün.
Böyle kötü haberler gelince Sahabeye,
Üzülüp, başladılar bunu müşavereye.
Huzuruna gelerek, hazret-i Ebu Bekrin,
Dediler ki: (Dersini verelim mürtedlerin!)
Hazret-i Ebu Bekir, minbere çıktı hemen.
Şöyle nida eyledi sahabeye hitaben:
(Duydum ki münafıklar, başlamış fitnelere.
Asi oluyorlarmış, Müslüman valilere.
İşi gevşek tutarsak, daha da şımarırlar.
Biz ses çıkarmadıkça, hadlerini aşarlar.
Ben şöyle diyorum ki, bir an fırsat vermeden,
O münafıklar ile, harb edelim biz hemen.
Bugünden tezi yoktur, izni ile Allah’ın,
Hakkından geleceğiz, biz o münafıkların.)
Rivayet edilir ki Cabir bin Abdullah'tan:
(Minberin dibindeydik birkaçımız Eshaptan.
Hutbenin tesiriyle, güçlendik biz o vakit,
Toplandı cihad için, hemen onbin mücahid.
Kumandan tayin edip, Halid bin Velid’i de,
Mürtedler üzerine gönderdi aynı günde.
Bir kabile üstüne gidip hemen hiddetle,
Verdiler derslerini onların çok şiddetle.
Yine o kadınlar ki, Resul vefat edince,
Mürted olup, şenlikler yaparlardı bir nice.
Hatta sevinçlerinden, azgınlaşıp büsbütün,
Tef çalıp, orda burda oynarlardı bütün gün.
O kadınları dahi bularak gidip hemen,
Verildi cezaları tehlike büyümeden.
Diğerleri, bunları hemen haber alarak,
Acele Halifeye geldiler ağlayarak.
(Biz ettik, sen eyleme!) deyip onlar bu kere,
Gelip boyun büktüler, hazret-i Ebu Bekre.
Özür ve aflarını dileyerek bihakkın,
Dediler ki: (Halid'i gönderme bize sakın.
Bize bildir, yapalım her dilek ve emrini.
Gönderme bize yalnız Halid nam emirini.)
Ağlayıp sızlayarak, edince böyle talep,
Hazret-i Sıddık dahi, affetti onları hep.
Buyurdu ki: (Öyleyse, dönünüz yerinize!
Halid kumandanımdan, bir zarar gelmez size.)
|