Kıyamete yakın bir zamanda teşrif eder.
Dünyaya hakim olup, her yere hükmü geçer.
Evlad-ı Resulullah olan bu mübarek zat,
İsa Peygamber ile görüşür sonra bizzat.
Baba adı Abdullah, ismi de Muhammed’dir.
İslam’ı, yeryüzüne hakim kılsa gerektir.
Müctehid ve müceddid olur ki kendisi hem,
Onun gelmesi ile, nurlanır bütün âlem.
Dişleri seyrek olup, açıktır alnı onun.
Sakalları gür ve sık, değildir kısa, uzun.
Yüzü nurani olup, ay gibi ışık verir.
Burnunun üst tarafı, bir miktar yüksekçedir.
Yüzündeki bir ben’i, parlar yıldız misali.
Sırtında mühür vardır, mühr-ü nübüvvet gibi.
Medine'de doğar ve Mekke'de zuhur eder.
Eshab-ı kehf uyanıp, ona yardım ederler.
Kendi ictihadıyla kurar ki o bir mezhep,
Hanefi mezhebine uygun olur hükmü hep.
Resulullah buyurdu: (Dünya zulmette iken,
Bir kişi çıkacaktır benim ehl-i beytimden.
Zulüm ve düşmanlıkla dolu iken bu dünya,
Onun adaletiyle kalmaz kötü, eşkıya.
Müminler onu görüp, sevinirler bir hayli.
Sararlar etrafını bal arısı misali.
O, dağıtır malları insaf ve adaletle.
Sarılır herkes ona, sevgi ve muhabbetle.
O, öyle biridir ki, insan, cin ve melekler,
Onun iyiliğinden gıbtayla bahsederler.
Herkes öyle doyar ki dünya mal-ü mülküne,
Haset etmez katiyen bir kimse ötekine.
Hatta emrettiğinde münadiyle o bir gün,
(Bir ihtiyacı olan, gelip alsın, götürsün.)
Bir şey istemek için, yalnız bir kişi gelir.
O da, gelen kimseyi memuruna gönderir.
O gidip, isteğini söyler hazinedara.
Gücünün yettiğince götürür mal ve para.
Sonra da pişman olup, aldığı o malları,
İade etmek için görür hazinedarı.
Ve lakin geri almaz onları hazinedar.
Der ki: (Biz, verileni almayız geri tekrar.)
Dünya huzurla dolar o teşrif ettiğinde.
Hep bir bulut bulunur başının üzerinde.
O bulutun içinden, nida eder bir melek.
(Bu Mehdi'dir, sözünü dinleyiniz!) diyerek.
Peygamber-i zişânın bayrağını, o taşır.
O bayrak, dikişsiz ve dört köşeli, siyahtır.
Resulullahtan sonra hiç açılmayan sancak,
İlk onun tarafından açılır yine ancak.
Üçbin melek gönderir Hak teâlâ Mehdi’ye.
Bu yolda, kendisine yardım etsinler diye.
Havada uçan kuşa, işaret etse eğer,
Kuş, ona itaatle anında yere düşer,
Eline kuru ağaç alıp da dikse yere,
O anda yeşillenip, verir yaprak ve meyve.
Yayar bütün dünyaya huzur ve adaleti.
Bid’atleri yok edip, ihya eder sünneti.
Bu yolda, dağlar bile çıksa onun önüne,
Kolaylıkla aşarak, yol bulur kendisine.
|