İbni Kavvam vardı ki, evliya-yı kiramdan,
İnsanlara İslam’ı anlatırdı durmadan.
Bir fıkıh âlimiydi Şafii mezhebinde.
Kerametler sahibi bir veliydi devrinde.
İsmi Ebu Bekr olup, Kavvam, baba adıdır.
O, (İbni Kavvam) diye daha fazla tanınır.
Vera ve zühd sahibi bir mübarek zat idi.
Tevazu, hayâ, edep, güzel huy sahibiydi.
Binyüzseksensekiz’de, Sıffin’de doğan bu zat,
Binikiyüzaltmış’da, Halep’te etti vefat.
Balis adlı şehirde, daha çok yaşamıştır.
O yörenin halkına, ilim ve nur saçmıştır.
Bir tüccar anlatır ki: Balis vilayetinden,
Hama’ya gitmek için, sefere çıkar iken,
Bizi, bazı insanlar ettiler şöyle ikaz,
Dediler: (Hama yolu tehlikelidir biraz.)
Biz bunu öğrenince İbni Kavvam’a gidip,
Dua talep eyledik tehlikeyi arz edip.
O bizi dinledi ve buyurdu ki: (Gidin siz.
İnşallah sağ ve salim Hama’ya gidersiniz.)
Biz duayı alınca, huzur-u kalble hemen,
Başladık yolculuğa sabahleyin erkenden.
Yalnız iki kişiydik, vardı hem yüklerimiz.
Birer hayvan üstünde, giderdik herbirimiz.
Nihayet tam Hama’ya yaklaştığımız anda,
Beni uyku bastırdı, uyumuşum hayvanda.
Lakin kendimden geçip, tam uyuduğum saat,
Eliyle, omuzumdan tuttu bir mübarek zat.
Buyurdu ki: (Uyuma, bak biz uyumuyoruz.
Ve her bir tehlikeden, sizi biz kolluyoruz.)
Gözlerimi açıp da gördüm ki baktığımda,
Ebu Bekir bin Kavvam duruyor sağ yanımda.
Birlikte yolumuza devam ettik bir zaman.
Hama’ya ulaşınca, ayrıldı yanımızdan.
Yine nakledilir ki birinden o devirde:
Haleb’e gitmiş idim, amcam ile birlikte.
Henüz yaşım az idi, yani gençtim o zaman.
Kötü arkadaşlara uyardım hem de bazan.
Rastladım orada da bunlardan birisine.
Götürdü o de beni, bir içki meclisine.
Kadehimi doldurup, dedi ki: (Al, sen de iç!)
Lakin ben içmemiştim haram şey ömrümde hiç.
O arkadaşım ise, çok ısrar ediyordu.
Kadehi göstererek, (Haydi, al iç!) diyordu.
Onun ısrarlarına, artık dayanamayıp,
Karar verdim içmeye, onu elime alıp.
Lakin ben, o içkiden içecek idim ki tam,
Baktım ki, yanımızda belirdi İbni Kavvam.
Ve göğsüme vurarak tam içeceğim vakit,
Buyurdu: (Bırak onu ve buradan kalk da git!)
Yüz üstü yere düştüm, kan aktı her yerimden.
Kalktım ve o halimle amcama gittim hemen.
(Ne oldu sana böyle?) diyerek etti sual.
Ben başımdan geçeni, anlattım ona derhal.
Dedi: (Şükürler olsun Allahü teâlâya.
Seni, o haram işten kurtarmış bir evliya.)
|