Seyyid Mir Muhibbullah adındaki bir zata,
Mektup yazıp, şöylece başladı nasihata:
(Allah, bizi ve sizi, şerefli ceddinizin,
Yolunda bulunmayı, her an nasib eylesin.
Merhametli efendim, dünya, kazanç yeridir.
Bu zaman da, devamlı, her gün azalıverir.
Geçer ise bu ömür, hep günah işlemekle.
Yarın pişman olmaktan başka şey geçmez ele.
Öyle ise ölmeden, artık uyanmalıyız.
Parlak olan bu dine, uygun yaşamalıyız.
Ancak böyle yaparsak, kurtulmamız umulur.
Ve böyle kazanılır ebedi rahat, huzur.
İşte dünya hayatı, iş yapacak zamandır.
Keyf yapıp eğlenecek zamana daha vardır.
İnsan, iş zamanını, keyf ile geçirirse,
Ne elde edebilir mahşer günü o kimse?
Bir çiftçi, tohumunu ekmez ise iş günü,
Yarın alabilir mi tarlanın mahsulünü?)
Biri sual etti ki: (Kabirdeki azaplar,
Rüyada acı duymak gibi mi olacaklar?)
Buyurdu ki: (Katiyen, rüya gibi değildir.
Kabirdeki azaplar, azabın kendisidir.
Rüyada görünenle aynıdır sanma sakın.
Onunla, bir ilgisi yoktur hiç uzak yakın.
Çünkü kabir azabı, ahiret azabıdır.
Hem ruha, hem bedene, birlikte azap vardır.
Rüya ise, bir ruhun, bedenden ayrılarak,
Bir şeyler görmesidir sadece ruh olarak.
Hem de kabir azabı, ahiret azabıdır.
Dünya azabı ise, ona göre pek azdır.
Oradan, bir kıvılcım dünyaya gelse eğer,
Dünyadaki her şeyi, hemen yakar, yok eder.)
O dedi: (Rüyada da ve insan ölünce de,
Ruh, bedeni terk edip, çıkıyor neticede.
O halde niçin rüya, dünyadan addedilir?
Kabirdeki azaplar, niçin ahirettendir?)
Buyurdu ki: (Uykuda, ruh, çıksa da bedenden,
Bu, keyfe, eğlenceye gidene benzer aynen.
Gülerek, sevinerek evinden çıkar, gider.
Yine sevinç içinde, geriye eve döner.
Ölürken ki ayrılış, benzemez buna fakat.
Değildir onun gibi hiç neşeli ve rahat.
Bu dahi, şu kimsenin haline benzer aynen:
Evleri, binaları yıkılmıştır tamamen.
Vatanı haraptır ki, yoktur artık bir evi.
Hiç dönmemek üzere, terk etmiştir bu yeri.
Olmaz neşe ve sevinç böyle bir terk edişte.
Çok acı ve güçlükler olur böyle gidişte.
Uyuyan bir kimsenin vatanı, bu dünyadır.
Ona, dünyaya uygun muamele yapılır.
Öleninse vatanı, ahiret olur artık.
Ona da iş yapılır, ahirete muvafık.
Zira bir hadisinde buyurdu ki o Server:
(Kıyameti kopmuştur, ölürse insan eğer.)
|