Hüsameddin Ahmed’e yazdığı mektubunda,
Şöyle buyurmaktadır (dert ve bela) hakkında.
(Allahü teâlâya hamd-ü sena ederim.
Resulüne salevat, size dua eylerim.
Oğlumuzun, taundan vefatı üzerine,
Taziye mektubunuz ulaştı elimize.
Allahü teâlânın mülküyüz biz hepimiz.
Ondan geldik, sonunda yine Ona gideriz.
Başımıza gelenler, zahiren acıdırlar.
Ve lakin hakikatte, nimet ve kazançtırlar.
Bilhassa ahirette beklediğimiz nimet,
Bu dünyadakilerden yüz misli çoktur elbet.
Evlat, Hak teâlânın bize bir ihsanıdır.
Yaşarlarsa, bize çok faideleri vardır.
Yok eğer yaşamayıp, vefat ederler ise,
Yine sebep olurlar, manen yükselmemize.
Resulün uzun müddet hizmetlerini yapan,
Enes bin Malik’e de, gelmişti bu beladan.
Hem de onun devrinde, olmuştu ki bir taun,
Tam seksenüç evladı ölmüştü bundan onun.
Ebu Bekr Sıddık'ın da, Abdurrahman adında,
Oğlunun, kırk çocuğu ölmüştü bu taunda.
İnsanların en iyi, en kıymetlisi olan,
Eshaba yapılınca, böyle büyük imtihan,
Bizler gibi, günahı çok olanlar, acaba,
Hiç sayılır mıyız ve girer miyiz hesaba?
Eski ümmetler için, işbu taun illeti,
Bir azab-ı ilahi olarak gönderildi.
Lakin bu ümmet için, iyiliktir, rahmettir.
Hatta şehid olmaya vesile ve sebeptir.
Bu vebada ölenler, şaşılacak bir huzur,
İçinde ölürler ki, gaye de zaten budur.
Bu taun günlerinde, Lahor’da bir Müslüman,
Gaibden söylenilen bir ses duymuş o zaman.
Şöyle nida gelmişti gaibden o mümine:
(Çok çok yazıklar olsun bu vakit ölmeyene.)
Hakikaten böyledir, çünkü vebalı yerden,
Kaçmayıp, bu belaya razı olup sabreden,
Ölürse, şehidlerin sevabına kavuşur.
Ölmeyip kurtulursa, bu sefer gazi olur.
Efendim, çok sevdiğim oğlumun ayrılığı,
Büyük musibet olup, beni yaktı bayağı.
Fakat Hak teâlânın ihsan ettiği sabır,
Bu kalbi zayıf kula, en büyük bir ihsandır.
Rabbimden dilerim ki, bu belanın ecrini,
Ahirete gidince, ihsan etsin hepsini.
Dostlardan umarız ki, imanla gitmemize,
Son nefesimiz için, dua ederler bize.
Ve insanlık icabı olan kusurumuzun,
Af edilmesi için, dostlar dua buyursun.
Ya Rabbi, affet bizi, ayırma doğru yoldan.
Son nefesimizde de, nasib et doğru iman.)
|