Bir çocuk, bir iş için çıkmış idi evinden.
Lakin geri dönmedi gittiği o yerinden.
Bu yüzden, gözyaşıyla ağlıyordu annesi.
Bir an önce oğluna kavuşmaktı gayesi.
Nihayet geldi kadın, Maruf hazretlerine.
Dedi: (Dua edin de, oğlum dönsün evine.)
O dahi el kaldırıp, dua etti: (İlahi!
Yer senin, gökler senin, senindir içi dahi.
Bu kadının evladı, nerdeyse şimdi şayet,
Evlerine döndür de, sona ersin bu hasret.)
Kadın oradan çıkıp, evine döndüğünde,
Gördü ki oğlu gelmiş, bekler kapı önünde.
Çok sevinip dedi ki: (Bizi merak ettirdin.
Gözümüz yollardaydı, nerdeydin, nasıl geldin?)
Dedi ki: (Beni alıp, kaçırdı bir kimseler.
Uzaklara götürüp, bir yere hapsettiler.
At üstünde, günlerce gitmiştik biz oraya.
Bir el, beni tutarak, alıp koydu buraya.)
Abdesti bozulunca, hemen tazeliyordu.
Bir an bile abdestsiz durmak istemiyordu.
Dicleye yakın yerde, uyudu bir nebzecik.
Uyanınca, teyemmüm eyledi hemencecik.
Dediler: (İşte Dicle, siz teyemmüm yaptınız.
Ne için suya gidip, bir abdest almadınız?)
Buyurdu: (Ömrüm var mı Dicleye gitmek için?
Zira ani geliyor eceli çok kişinin.
Düşündüm ki: Teyemmüm alıp öyle gideyim.
Eğer yolda ölürsem, abdestsiz ölmeyeyim.)
Bir gün de bu büyük zat, Ramazan haricinde,
Oruçlu gidiyordu, bir çarşının içinde.
O sırada sebil su dağıtan bir zat gördü.
(İçenden, Hak teâlâ razı olsun!) diyordu.
Bu duayı duyunca, alıp içti o sudan.
Dediler: (Siz oruçlu değil miydiniz şu an?)
Buyurdu ki: (Nafile oruçtu bu tuttuğum.
Ve lakin sebilcinin o duasını duydum.
Belki kabul olunur Hak indinde bu niyaz.
Zira Hakk’ın rızası nerdedir, belli olmaz.)
Hayatı müddetince, gayr-i müslim, Müslüman,
Herkese iyilikte bulunurdu her zaman.
Bu yüzden, vefatını duyan gayr-i müslimler,
Cenazesine gelip, (O, bizdendi) dediler.
Yakınlarından biri, dedi ki en nihayet:
(Kendisi, bu hususta etmişti bir vasiyet.
Demişti: Cenazemi kim kaldırırsa yerden,
Bilin ki Maruf dahi, sayılır o zümreden.)
Geldiler yahudiler, hem de hıristiyanlar.
Cenazeyi, yerinden kıpırdatamadılar.
Ve lakin Müslümanlar kaldırmak isteyince,
Cenazesi kuş gibi hafifledi hemence.
|