MUHAMMED HADİMİ
rahmetullahi aleyh
Büyük velî, fıkıh ve tasavvuf âlimi. İsmi, Muhammed bin Mustafa, künyesi Mevlânâ Ebû Saîd'dir. 1701 (h. 1113) senesinde Konya'nın Hâdim kasabasında doğdu. 1762 (h. 1176) senesinde Hâdim'de vefat etti.
Hadimi hazretleri, (Kötü ahlak) babında,
Şöyle buyurmaktadır Berika kitabında:
Her insan, bu dünyada ve hem de ahirette,
Hep kötü ahlakından zarar görür elbette.
Haram ve günahlardan kaçmaya, takva denir.
Takva, ibadetlerin en faziletlisidir.
Bir şeyi tezyin etmek, süslemek için, önce,
Pislikleri gidermek lazım gelir iyice.
Bunun gibi, günahtan kaçmadıkça bir mümin,
Göremez faydasını yaptığı ibadetin.
Yani ibadetleri, indallah kabul olmaz.
Borcunu ödese de, hiç sevap kazanamaz.
Bu günahların dahi en çirkini, küfürdür.
Yani imansız olan, her kötüden kötüdür.
İmanı olmayanlar, yapsa da çok hasenat,
Göremez ahirette, bir ecir ve mükafat.
Zulümle ölseler de, kâfirler şehid olmaz.
Hatta imansız ölen, hiç Cennete sokulmaz.
Temeli takvadır ki bütün iyiliklerin,
Önce, takva sahibi olmalıdır her mümin.
Bu dünyada, rahata ve huzura kavuşmak,
Takvaya sarılmakla müyesser olur ancak.
Ebediyen Cennete girmek de ahirette,
Yine bu takva ile mümkün olur elbette.
Kötü huylar, insanın ruhunu hasta eder.
Bu hastalık artarsa, o ruh ölür bu sefer.
Ruhun ölmesi ise, imanı kaybetmektir.
Ruhu ölen bir kimse, küfre düştü demektir.
İmanı olmayanın, (Kalbim temiz) demesi,
Boş laf olup, aldatır kendini ve herkesi.
Çünkü ölmüş olan kalb, temizlikten mahrumdur.
Kalbler, ancak imanla nurlu ve temiz olur.
Kalb hastalıklarının en başında, şirk gelir.
Bu da, Hak teâlâya ortak koşmak demektir.
Yalnız Hak teâlâya mahsus olan sıfatlar,
Vardır ki, uluhiyet sıfatlarıdır bunlar.
Mesela ebediyen, daima, hep var olmak,
Her şeye gücü yetmek, şifa vermek, yaratmak,
Bunların, bir insanda, inek veya güneşte,
Mevcut bulunduğuna inanmak, şirktir işte.
Bir şeyde bu sıfatlar var diye inanarak,
Tazim, hürmet etmek de, olur ona tapınmak,
Yani ona, ilahlık payesi kondurmaktır.
Bu hal, ona ibadet ve onu put yapmaktır.
İşte böyle sanılan insan ve kâfirlerin,
Heykel ve büstlerinin, yahut kabirlerinin,
Önünde, tazim ile eğilip, hürmet etmek,
Yahut tazim edici kelimeler söylemek,
O şeyi ilah bilip, ibadet eylemektir.
Bunları yapan dahi, şirke girmiş demektir.
Onlara, uluhiyet sıfatı kondurmadan,
Yaparsa, şirk olmayıp, günah olur o zaman.)
|