Evliya-yı kiramın en büyüklerindendir.
Mübarek sohbetleri, kalbleri etti tenvir.
Birine mektup yazıp, buyurdu ki: (Evladım!
Farzlara devam eyle, harama atma adım.
Tâbi ol her işinde Allah’ın Habibine.
Ve asla yakın olma, bir bid’at sahibine.
Allahü teâlânın rızasını ara hep.
Onun muhabbetini, eyle arzu ve talep.
Bu nimetin kokusu geliyorsa nereden,
Ona kavuşmak için, o menbaya koş hemen.
Bu dünyaya gelmekten, asıl maksat ve gaye,
Çalışıp, kavuşmaktır rıza-i ilahiye.
Yazık ki, istenilen, bugün terk olunuyor.
Başka şeyler peşinde koşturup duruluyor.
Allah, bizi ve sizi, bundan halas eylesin.
Kendini aramayı bilhassa nasib etsin.
Başımıza gelirse bir bela ve musibet,
Kötü işlerimizin neticesidir elbet.
Siz, önce kendinizi ıslaha çalışınız.
Farzları eda edip, haramlardan kaçınız.)
Başka bir mektubunda buyurdu ki: (Müslüman,
Mümin olmayanları sevemez hiçbir zaman.
Âyet-i kerimede buyuruldu ki zira:
(Muhabbet beslemeyin mümin olmayanlara.)
Yine buyuruldu ki: (Kimin varsa imanı,
Allah ve Resulünün sevmez düşmanlarını.)
İki şekilde olur, kâfirlere muhabbet.
Küfrünü beğenirse, kâfir olur o elbet.
Ve lakin herkes ile iyi geçinmek için,
Dost görünmek, küfrüne sebep olmaz kişinin.
Yani hiç dinlerini beğenmeden bir kimse,
Onlarla arkadaşlık, ortaklık yapar ise,
Bu şart ile kurulan bu yakınlık, irtibat,
Küfür olmaz ise de, caiz değildir fakat.
Çünkü bu muhabbeti, zamanla ileride,
Dinini beğenmeye sebep olur belki de.
Müseylemet-ül kezzab, yalancı peygamberdi.
(Beni Hanif kavminin peygamberiyim) derdi.
Bu alçak yalancının yanında bulunanlar,
Eshabdan iki kişi, bir gün yakaladılar.
Müseyleme alçağı, önce bir sahabiye,
Sual etti: (Muhammed Peygamber midir?) diye.
O (Evet) buyurunca, yine sual etti ki:
Benim nübüvvetime inanır mısın peki?
O, kalben inanmayıp, ettiyse de hemen ret,
Lakin hiç istemeden, korkuyla dedi (Evet.)
Onu serbest bırakıp, bu sefer diğerini,
Çağırıp sordu aynen, bu iki sualini.
O, ilkinde dedi ki: (Elbette inanırım.)
Lakin ikincisinde dedi ki: (Ben sağırım.)
O böyle söyleyince, öldürdü onu derhal.
Resul-i müctebaya arz edildi işbu hal.
Buyurdu: (İkincisi, şehid oldu imanla.
Birincisini ise affetti Hak teâlâ.)
|