Evliya-yı kiramdan çok büyük âlim zattı.
Tesirli sözleriyle kalbleri aydınlattı.
Bir gün de buyurdu ki: (Bu dünyaya gelmeye,
Tek sebep, kavuşmaktır rıza-i ilahiye.
Buna kavuşmak için, pek çok çalışmalıdır.
Bu koku nerde varsa, oraya koşmalıdır.
Bu fırsat günlerimiz, geçiyor hep havaya.
Bir daha gelmek yoktur halbuki bu dünyaya.
Yolumuzun esası, sohbette bulunmaktır.
Yani bir evliyanın, huzurunda olmaktır.
Onların bereketli nazarları, nefesi,
Kalbi temizlemekte çok olur faidesi.
Uzakta olanlar da, o veliyi severse,
Sevgisi nisbetinde kavuşurlar feyize.
Lakin yanında olmak, daha faidelidir.
Hiç uzakta olanla, yanındaki bir midir?
Zira Üveys-i Karni vardı ki tabiinden,
Resulü görmek ile şereflenmediğinden,
Sahabe-i kiramdan en sondakine bile,
Yetişememiş idi işte bu sebep ile.
Gerçi o büyüklerden, ayrı, uzak kalanlar,
Feyze kavuşsalar da muhabbetleri kadar,
Lakin evliyalıkta yükselebilmek için,
Sohbetinde bulunmak lazımdır bir mürşidin.
Resulullahtan gelen din bilgisi, ikidir.
Bunlar, (beden) bilgisi ve (kalb) bilgileridir.
İslamiyet denir ki beden bilgilerine,
Bedenin yapacağı işlerdir hepsi yine.
Bu gibi bilgileri, tafsilatıyla bir bir,
Kelam, fıkıh ve ahlak kitapları bildirir.
İslam bilgilerinin ikinci kısmı ise,
Evliya kalblerinden ulaşır hepsi bize.
Bunlara da marifet veyahut da feyz denir.
Muhabbet yolu ile kalblerden akıp gelir.)
Başka gün buyurdu ki bu mevzu üzerinde:
(Kesinti, durmak yoktur bu feyzin gelmesinde.
Yani bu feyizleri, nurları, cenâb-ı Hak,
Devamlı gönderiyor, kesintisiz olarak.
Bu maddi hayat için, kullarına gereken,
Kudret ve enerjiyi gönderiyor güneşten.
Manevi hayatta da lazım olan nurları,
Resulünün kalbinden gönderiyor devamlı.
Bu feyzler, evliyanın kalbine akmaktadır.
Oradan da, her yere, her an yayılmaktadır.
Bu kalbler, ayna gibi, aldıkları feyzleri,
Aynen başkalarına yansıtırlar ekseri.
Herkesin istidadı, kabiliyeti kadar,
Kalbine, bu feyzlerden devamlı feyiz akar.
Lakin gelmez bu nurlar bazısının kalbine.
Bu da, o kimselerin hatasındandır yine.
Parlak olan aynada, net görünse de suret,
Tam parlak olmayanda, görünmez o kadar net.
Halbuki aynalarda görünen kimse, tektir.
Bu fark, o aynalardan ileri gelmektedir.
|