Pir Ali Aksarayi, bir sohbeti anında,
Şöyle dedi, (Anneye hizmet) etme babında:
Musa aleyhisselam, bir gün kendi kendine,
Düşünüp, şu şekilde dua etti Rabbine:
(Cennette, benim komşum her kimse ya ilahi!
Bildir de, onu bulup tanıyayım ben dahi.)
Buyurdu ki: (Ya Musa, falanca beldeye var.
Çarşının girişinde, bir kasap dükkanı var.
O dükkanın sahibi, gayet iyi bir zattır.
Cennette senin komşun, o kasap olacaktır.)
Musa aleyhisselam, onu görmek üzere,
Çıktı memleketinden, vasıl oldu o yere.
Hanesine giderek, buyurdu: (Ey kişi, ben,
Misafir geldim sana, eğer kabul edersen.)
Kasap, Musa Nebi'yi tanımıyordu, fakat,
(Hoş geldiniz) diyerek, eyledi çok iltifat.
Baş köşeye oturtup, eyledi izzet, ikram.
Sonra izin isteyip, işine etti devam.
Önce mutfağa girip, et pişirdi ocakta.
Ve onu, lokma lokma ayırdı oracıkta.
Ve asılı bir zembil var idi ayriyeten.
Yavaş ve dikkatlice, indirdi onu hemen.
Musa Nebi baktı ki, içinde bir kadın var.
Çok yaşlı, pir-i fani, takatsiz bir ihtiyar.
Kirlettiği bezleri, çıkartarak ilk önce,
Yeni, temiz bezlerle değiştirdi güzelce.
Yedirdi o etleri sonra o ihtiyara.
O, sevinip bir şeyler mırıldandı o ara.
Hizmetini bitirip, astı tekrar yerine.
Ve Musa Peygamberin yanına geldi yine.
Musa aleyhisselam, sordu ki: (Bu zembilin,
Merak ettim sırrını, bana da söyler misin?)
Dedi: (Benim annemdir zembilde gördüğünüz.
Yaşlıdır, ona böyle bakarım gece gündüz.
Zira başka evladı yoktur hizmet edecek.
Her türlü hizmetini, ben yaparım severek.)
Buyurdu ki: (Sen onun temizlik hizmetini,
Yapıp da, lokma lokma yedirince etini,
Annenin dudakları oynadı, bir şey dedi.
Sen ise âmin dedin, söylediği ne idi?)
Dedi ki: (Ben annemin hizmetini görünce,
Pek fazla memnun olup, dua eder gönlünce.
Onu, Musa Nebi'ye komşu et ya ilahi!
Diyerek dua eder, âmin derim ben dahi.)
Musa Nebi o zaman buyurdu: (Musa benim.
Bu halinden ötürü, seni tebrik ederim.
Annene böyle hizmet ettiğinden ihlasla,
Beni, seni görmeye gönderdi Hak teâlâ.
Annenin duasını kabul etti Rabbimiz.
Cennette, senin ile komşu olduk ikimiz.)
|