İslam âlimlerinden, Seyyid Nuri Efendi,
Hal ehli bir zat olup, büyük velilerdendi.
Sarmıştı onu yalnız, ahiret endişesi.
Yok idi bundan büyük bir dert ve düşüncesi.
Derdi ki: (Ey insanlar, vallahi var Cehennem.
O, dünya ateşinden daha şiddetlidir hem.)
Günah işleyenleri görse idi o şayet,
Sonlarını düşünür ve üzülürdü gayet.
Kızmaz, lakin çok acır, şefkat ederdi ancak.
Derdi: (Aman ya Rabbi, bunlar nasıl yanacak?
Gaflet içindedirler, gerçeği görmüyorlar.
Halbuki önlerinde, çok şiddetli azap var.
Kızmak değil, acımak lazım gelir bunlara.
Zira kızmak olur mu, gözü kör olanlara?
Nasıl ki bir a’maya, lazımsa yol göstermek,
Gerekir bunları da, gafletten ikaz etmek.)
Derdi ki: (Kardeşlerim, imanı olan kişi,
Nasıl işleyebilir, günah olan bir işi?
Biri görecek olsa o fiili işlerken,
Hayâ edip, vazgeçer o işi işlemekten.
Halbuki Allah her an, görüyor kendisini.
Ve biliyor kalbinden neler geçirdiğini.
O, onu görmese de, görüyor onu Allah.
Bunu bilen bir kişi, nasıl işler bir günah?
Ve Allah, kendisine yakınken ondan daha,
O, nasıl bile bile isyan eder Allah'a?
Yaptığı her bir işi, kaydediyor melekler.
Mahşerde, bunlar ona sorulur birer birer.
Her işi, ne niyetle yaptı ise, muhakkak,
Hepsinin hesabını, soracak cenâb-ı Hak.
Sadece ameline bakmaz Allah, kulunun.
Bakar ki, o amelde, maksadı neydi onun?
Bir bakkal, ölüp gider ahiret âlemine.
Tam elli bin sahife getirirler önüne.
Bakıp, o meleklere sorar ki: (Bunlar nedir?)
Derler ki: (Dünyadaki, senin amellerindir.
Alış veriş yapmışsın, sen ellibin kişiyle.
Herbirine, bir sayfa açıldı işte böyle.
Onlarla ne yaptıysan, ne konuştuysan eğer,
Bütün inceliğiyle yazıldı birer birer.)
Bir gün de buyurdu ki: (Dinde üç esas vardır.
Bunlar da (ilim), (amel), üçüncüsü (ihlas)tır.
İhlas dahi şudur ki, yaptığı her bir işin,
Allah rızası için olmasıdır kişinin.
Kim Rabbine dönerse, samimi ve ihlasla,
Allah'ın kulları da, severler onu fazla.
Zira kim Hakk’a dönüp, halktan yüz çevirirse,
Allah ve kul katında, aziz olur o kimse.
Her kim de, insanlardan beklerse sevgi, takdir,
Bilakis o kimse de, olur zelil ve hakir.)
|