Vaktiyle zalim biri, suçsuz bir Müslümana,
Zulmetmek maksadıyla, çağırdı huzuruna.
Adamları gelip de götürmek isteyince,
Seyyidet Nefise’ye gitti o daha önce.
Dedi: (Falan zalime gidiyorum efendim.
Bana dua edin de, bir zarar görmeyeyim.)
Buyurdu ki: (Hiç korkma, git yanına korkmadan.
O zalimin gözünden, gizler seni Yaradan.)
O Müslüman sevinip, adamlarla beraber,
Az sonra, o zalimin huzuruna geldiler.
Lakin o, göremedi bu günahsız mümini,
Dedi: (Getirdiniz mi, o kişi nerde, hani?)
Şaşırdı adamları, dediler ki: (İşte ya!
İstediğiniz adam, sizin karşınızda ya.)
Kızdı zalim, köpürdü, dedi ki: (Ne dersiniz!
Yoksa siz, benim ile alay mı edersiniz?)
Anlamıştı adamlar bu işin hikmetini.
Söylediler zalime işin hakikatini.
Dediler ki: (Efendim, o, buraya gelmeden,
Gidip dua istedi, Seyyidet Nefise'den.
O da dua etti ki: Ya Rabbi, bu kulunu,
O zalimden gizle de, görmesin asla bunu.)
Öğrenince o zalim, bunu adamlarından,
Yanlış iş yaptığını, idrak etti o zaman.
Başını öne eğip, üzüldü bu haline.
Tövbe istiğfar edip, yaş doldu gözlerine.
Hıristiyan bir kadın, bir de oğlu vardı hem,
Bu çocuk, sefer için çıktı bir gün evinden.
Issız yerde, önüne, eşkıyalar çıkarak,
Tutup esir ettiler, sıkıca bağlayarak.
O, evden ayrılınca, günler geçti aradan.
Annesi, hiç bir haber alamadı oğlundan.
Çaresiz gitti hemen Seyyidet Nefise’ye.
Anlatıp, rica etti: (Dua ediniz) diye.
El kaldırıp, Seyyidet Nefise hazretleri,
Dua etti: (Ya Rabbi, çocuğu döndür geri.)
O gece, kapıları çalındı çok geçmeden.
Açınca gördüler ki, çocuk dönmüş seferden.
Dediler: (Nerde kaldın, çok merak ettik seni.)
Dedi ki: (Anneciğim, tuttular yolda beni.
At üstünde, günlerce yol aldık hızlı halde.
İndirdiler nihayet, çok uzak bir mahalde.
Sonra, beni karanlık bir hücreye attılar.
El ve ayaklarımı, zincirle bağladılar.
Az önce bir ses duydum: (Salın da gitsin hemen.
Zira o, dua aldı Seyyidet Nefise'den)
O ara (bir el) gördüm, çözdü zincirlerimi.
Evimizin önünde buldum sonra kendimi.)
Çocuğun anlattığı şeyleri dinleyince,
Halis iman ettiler, ikisi de hemence.
|