Zekeriyya Ensari, büyük veli ve âlim.
Var gücüyle İslam’a hizmet etti her daim.
O, bir gün buyurdu ki: Ahirette hesap var.
Bir bir hesap verecek, her işinden insanlar.
(Ne için böyle yaptın?) diye sorulduğunda,
Herkes, başkalarına rücu eder o anda.
Kimi der ki: (Ya Rabbi, ben bunu bilmiyordum.
Bunu, falan kimsenin kitabından okudum.)
Yahut: (Filan hocaya sordum bu meseleyi.
Onun dediği gibi işledim ben o şeyi.)
Öğrendiği doğruysa, denir ki o kimseye:
(Onunla Cennete gir, kimden öğrendin ise.)
Yok, yanlış öğrenmişse, denilir ki bu sefer:
(Onunla, Cehenneme gidip girin beraber.)
Bunun için en zor iş, din kitabı yazmaktır.
Ve yahut insanlara, İslam’ı anlatmaktır.
Çünkü bir meseleyi, tam ve kesin bilmeden,
Söylerse, mesul olur yarın her kelimeden.
Velev ki o dediği doğru da olsa, fakat,
İçinde yatıyorsa bir ufacık menfaat,
Söylediği her sözü zehirdir o kişinin.
Çünkü söylememiştir o sözü Allah için.
Velev ki söylediği, olsa da doğru ve hak,
Lakin onu söylerse biraz gururlanarak,
Yine dinleyenlere, faydası olmaz asla.
Çünkü söylememiştir tevazu ve ihlasla.
Büyüklerden birisi der ki bu meselede:
(Türlü kazanç yolları vardır İslamiyet’te.
Bu yollar da, mesela ticarettir, sanattır.
Ziraat veyahut da hizmet ile cihattır.
Mesela o Serverin (cihad) idi mesleği.
Harplerde, ganimetin, Onundu beşte biri.
Bir kimse, bu işlerden birini yapamasa,
Yani hiç birisinde, muvaffak olamasa,
Böyle aciz duruma düşerse bir Müslüman,
Dilencilik yapması caiz olur o zaman.
Bunu da yapamazsa, en son çare olarak,
Caiz olur o kula, dinden para kazanmak.
Yani yazmış olduğu kitaptan, cüz'i bir kâr,
Alması caiz olur, sırf ölmeyecek kadar.
Böyle bir şart olmadan, eğer ki bir Müslüman,
Yazdığı bir kitaptan, yahut konuşmasından,
Menfaat sağlıyorsa, düşünüp sırf parayı,
Tercih etmiş sayılır, ahirete dünyayı.
Yani dünya adamı olmuştur o nihayet.
Çünkü İslamiyet’i, dünyaya etti alet.
Dine hizmet etmesi velhasıl bir kişinin,
Muhakkak olmalıdır, sadece Allah için.
Yani sırf para için yapıyorsa, elbette,
Hiçbir faidesini göremez ahirette.)
|