Hazret-i Hafsa var ki, hanım sahabilerden,
Bütün Müslümanların annesidir kendi hem.
O, hazret-i Ömer'in nurlu kerimesidir.
Hem de Resulullahın mübarek zevcesidir.
Eshabdan Huneys ile evlenmişti ilk kere.
Bu Huneys, katılmıştı eshabla çok cenklere.
Nihayet şehid oldu, o Uhud savaşında.
Böylelikle Hafsa da, dul kaldı genç yaşında.
Hazret-i Osman ile hazret-i Ebu Bekre,
Teklif etti ise de babası birer kere,
(Düşüneyim) şeklinde vermişlerdi bir cevap.
Üzgündü bu sebepten, biraz Ömer bin Hattab.
O günlerde o Server, teşrif etti bir yere.
Üçü bir aradayken, hem hazret-i Ömer'e,
Sordular ki: (Ya Ömer, acaba ne ki sebep,
Seni ben, bu günlerde üzgün görüyorum hep?)
O da, Resulullahın sualine cevaben,
Arz etti bu halini o Servere mecburen.
Dedi: (Kızım Hafsa'yı, Ebu Bekr ve Osman'a,
Söyledim, almadılar, bu hüzün verir bana.)
Çok sevdiği üçünü, sevindirmek üzere,
Şöyle sual eyledi ona dönüp bu kere:
(Ya Ömer, kerimeni, ben onların yerine,
İster misin vereyim, daha iyi birine?)
Çok hayrete düşürdü bu, hazret-i Ömer'i.
Zira yoktu o zaman, onlardan iyi biri.
Bir hikmet olduğunu anladı bu sözünden.
Dedi: (Ya Resulallah, isterim, verin hemen.)
Allah'ın Sevgilisi buyurdu ki: (Ya Ömer!
Onlar almadı ise, kerimeni bana ver.)
Böylece zevce oldu, Hafsa Resulullaha.
Üçü, birbirlerine sevgili oldu daha.
Bir gün de, o Serverin elbisesi paçası,
Kıvrık olup, açıktı dizinden aşağısı.
Hafsa’nın hanesinde otururken bu halde,
Sıddık girdi içeri, isteyerek müsaade.
O böyle gördüyse de, Allah'ın Habibini,
Resulullah, bozmadı o andaki halini.
Az sonra izin alıp, girdi hazret-i Ömer.
Lakin yine bozmadı o halini Peygamber.
Başka sahabiler de geldiyse de evine,
Resulullah, halini değiştirmedi yine.
Gelince biraz sonra lakin hazret-i Osman,
Eteğini indirip, toparlandı o zaman.
Sordu hazret-i Hafsa Hakkın Sevgilisine:
(Bozmadınız o hali, Osman'dan gayrisine.
Lakin Osman girip de, görünce böyle sizi,
Ne için indirdiniz, hemen eteğinizi?)
Buyurdu ki: (Melekler hayâ eder Osman'dan,
Ben hayâ etmez miyim böyle yüksek bir zattan?)
|